Şu yalan dünyanın zevkine daldık.
Makama, şöhrete, paraya kandık.
Dünyada ebedi kalırız sandık.
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.
Mevla’m verdi bize türlü nimeti.
Terk ettik farzları hem de sünneti.
Düşünmedik Cehennemi, Cenneti.
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Kulak vermedik, duymadık ezanı.
Unutmuştuk Teraziyi, Mizanı
Yarın kıyamette mahşer zamanı,
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Mahşere gelenler boy boy durunca
Kızgın güneş kafamıza vurunca,
Münkir, Nekir gelip sual sorunca,
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Ne ibadet ettik ne kıldık namaz.
Allah’a yalvarıp etmedik niyaz.
Günahımız çoktur, sevabımız az.
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Elimize kitaplar verildiği gün.
Günahlar önümüze serildiği gün.
Amelini söyle denildiği gün.
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Sırat kılıçtan keskin kıldan ince.
Azrail can alıp bizler ölünce.
Ak kefenimizle kabre girince,
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Bülbül öter Cennetteki gülünde.
Huriler gezerler “Allah”dilinde
Kıyamette Zebaniler elinde
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Para hırsı bürür, görmez gözümüz..
Tövbe eder, tutamayız sözümüz.
Sana karşı hep karadır yüzümüz.
“Ya Muhammed bize şefaat eyle.”
Kayıt Tarihi : 11.7.2013 13:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!