Sedirhanda Bir Sohbet

Bir akşam sen sustun ben söylendim
Çayımızın cıngırtıları eşlik etti nefesimize
Dörtlüklerle harlayan sesimle dilendim
Kahve fincanı cancağızı gözlerine
Başın eğikti herzamankinden dahada
Gözlerin sisli yüreğine aksetti biranlığına
Kabulsüzdü iltifatlarıma takıldı kulakların
Kalp başka fonda çaldı dilde iğneliydi kul hakları
Yerkovan azılı akrepleri kovaladı
Beni bu masum bakışlarının altında yatan
Şen şakrak çocukluğun oyaladı
Mazinin derelerinden anılar topladık beraber
Liseli çağları yokladık hüzünden bir haber
Dilenciler dilendi semtimizde
Bir elli kuruş bir on kuruş kalmıştı elimizde
Dil ıslak çarşafına dolansında dursun
Dem vurmuş zaten yanaklarımıza
Şehitler parkında dolandık hayalen
yalınayaklarımızla
Bir yurt ki içinde bir Sivas gizler
Her odasında ayrı bir muhabbet izler
Evet bizler şefkate hasret çoçuklarız
Bir çatı altında beraber uyuklarız
Bölünür ekmek bölünür peynir emek
Paylaşmak derdi yurt müdürü ruhu besleyen bir yemek
Ezanlar yakın ezanlar içimizde
Ez anlar yüreği namazla irkinince
İhtiyaç var ruha dilendir ihtiyacı
İnine girsin nefis inlesin ihtilalci
Kafan bir milyon çarşılarda uz satıyor
Ankara yollarında mitigler
Reisi cumhur umut kapısını uzlatıyor
Ne devlet ki ne yüreklerle bir yürüdü yollarda
Gafiller yüreklere bölmek için buz satıyor