Şöyle
Adam akıllı,
sonuna kadar sevenin yoksa dünyada
neye yarar aldığın nefesten,
kendi payına çektiğin oksijen! !
yoksa ertesi günü görmenin amacı
Ha bulandı dünya adam akıllı, ha inmemiş perdeden girmemiş içeri güneş
Ha kapattılar önünü ışığın giremedi içeri, ha sönmüştü güneşi ışığın suçu yoktu.....
Ne farkeder sevdalık?
Ne farkeder, bunca karanlığı kıracak
Bir tutam ışığı bulamadıktan,
Aydınlığa çıkamadıktan sonra
Şimdi, söz meclisten dışarı
bi hayırsız var yarası bağrıma saplı,
gezinmekte şuramda! !
Hayırsız ki dostlar sormayın! !
Anlatırım dinlemez, söylerim bilmez
Kanatmaz ki yaramı rahatlayayım,
Türkiye ikiye ayrılır,
İstanbulda yaşayanlar ve
İstanbulda yaşayanlardan,
kendilerine vakit ayırmalarını bekleyen
DİĞERLERİ......
elbet bir gün
göğü ve içindeki bulutları
sağarken nenem
yağarım üstüne damla damla
atlatıp karanlığı,sekmeden geceden
eklenebilecek ne varsa ekleyebilmek gibi
Sarılabilmek diyorlar adına sevdanın,
sevdaya sarılabilmek diyorlar! !
Tutturabilmek için yüreklerin rengini
ille sarılmak mı lazım be kadın?
sevmenin tadına;
hiç girilmemiş göllere misal gözlerinde,
Gün ağardı, sabah oldu mu anlamam,
taklalar atsa da akşamlar, parlasa da etekleri boğazın,
güzel olasa da iki yakanın ortası
ve vakit geçse de zamansızca, bol keseden,
bir bakmışsan ve geçmişse yıllar
İstanbul'un suçudur.
Güz geldi ya hani, yazlar geçti ya üzerinden sevdanın?
mevsimleri saymanın peşine düşmüş,
ağlar çoban kızım, bekler üşümeden oturabildiği taşların
çamura bulanmış baharını! !
Sessiz sedasız geçen koca günün
aklında kalan tek karesidir kardelenin uzamaya çabalayan boynu,
Kalk dedim yüreğim,
Kalk gidelim sevdası çürümüş bu şehrin,
kapkara duvarlarına aslı reklam afişlerinde
ucuz kalemlerle çizilmiş bıyıklı reklam güzelleri kadar yapmacık bu sevdalar.
Yapmacık, peşinden sarf edilen cümlelere duyulan sahte vefa cümlecikleri,
rüyasında gezerken anlamlı olsa da,
Gelmektedir elbet zamanın bitişini müjdeleyen baykuşlar! !
gelmektedir ağır ağır kayan dünya, oynayan zemin, sallanan gurura yenik düşmemiş sevdalar! !
oynamaktadır okullu çocukların çantalarındaki kapsız kitapları,bol gelen ayakkabıda, minicik ayakları.
Kestiremedikleri gelecek umurlarında değil ve hiç hayalini kurmuyor gezemediği yerlerin! !
Akıllı, bilir gezemeyeceğini, gezmesini istemeyenlerin varlığını sezer önceden! !
Onun için şimdilik susmak, okumak lazım gelir! !
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!