Ellerimde değilsin artık
Göz yaşlarımla doldurdum terkettiğin yeri
Bir çift kanat beyazlığı vardı ifadende
Sert bir kahve zamanıydı
Üç beş kibrit vardı,
Birine sen dedim.
Seni yakmama rağmen
Isıtmadın beni adi bir kahve kadar!
Çoktan kül olmuşsundur
Aşkı karşına al,
tepesine bir ışık yak.
Soyun bütün arzularından,
hırsını giy üstüne.
Konuştur onu,
kimden almış seni vurma emrini?
Odamdan açılan pencere
Açılıyor yine odama...
Kar artık yağmasa da,
Çoktan bembeyaz oldu odam.
Bu aralar bir hüzün karmaşasıdır gidiyor.
Acı bir koku tamamlıyor soğukluğumu.
Kuruyan anlamlarımı kurtarmak için devamlı ağlıyor sözlerim.
Kimse kimseyi tutamıyor kendi tarafında.
Tüm adı okunanlar ayrı dünyalara!
Beyaz gemi batıyor!
Saçların çok güzel,
sana daha fazla yalvarmama izin verme
ve hemen karşıma geç !
Ama artık çok geç...
Seni daha fazla betimleyememek
ne acı...ne kuru...ne zor...
Seni aşka davet etsem,
Ulaşır mı sana davetiyem?
Korkmuyorum gelmemenden
Ama içimi yiyiyor;
Yıllar sonra seninle
Bir kayıp eşya bürosunda karşılaşma ihtimali...
Bendeki aşklar artık etiketin yarısı,
elimde kalan son aşkları da alın.
Alın ki kapatayım kepenklerimi,
yeter ki sahipsiz kalmasın
gülüşmeler...koklaşmalar...
Ne acı ki
Yazamadım seni..
Acıyor bana
Acıyor ellerim
Kaskatı oluşu iliklerimde yaşıyorum
Ve karşılıyorum sabahı
Sabahları uyanmak istememem gibiydi
seninle uyanık olmak.
Rüyalarımdaki hiç bir şeye
benzetemesemde uyumaya meyilli halini,
çok kolay oluyor anlatmak;
seninle uyumak istemeyişimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!