Hayallerine yenik düşen beyler! Lütfen, kendinize gelin. Uzay boşluğunda dolaşmayın. MHP Belediye Başkan Adayı Selami ALKAN; “Söke’nin bazı semtlerinde evleri yaparken uzay boşluğundan faydalanıp, çok katlı evler düşünüyoruz” dedi ama, “insanların ayaklarını yerden kesip, uzayda uçuracağız” demedi. Dikkat edin. Dolduruşa gelmeyin. Ayaklarınız yere bassın…Bazılarının; özellikle medyanın, gaza getirmesinden etkilenmeyin. Medya; verdiğiniz paralarla sizi lanse ediyor. Biraz sonra bir başkası, sizden biraz daha fazla para verecek olsa, sizi unutup onu öne çıkaracak, onu lanse edecek. Bunu iyi bilin…Karşılığını ödemeyin bakalım, hakkınızda bir kelime yazacaklar mı? Yalansa bir deneyin! Halep ordaysa, arşın burada…
Ben bu medyanın içinde 45 yılımı verdim beyler. 15 yaşımdan buyana, 1960 yılından buyana ben medya ile iç içeyim. Belki bugün; siyasi arenada lider olarak koşanların çoğu hayatta bile yoktu. Olsa da, kısa donla dolaşıyordu. Söyleyiniz bakalım; bu medyayı siz mi iyi tanırsınız, yoksa ben mi?
Sanırım bu satırları dizerken medya, bana da kızacak. Belki de bu makalemi yayınlamak istemeyecek, belki gönülsüz yayınlayacak. Fakat; gerçekleri yazma özgürlüğümüz yok mu? İdaremiz, Demokrasi değil mi? Herkes gerçekleri saklayıp içine atacak olursa, gerçekleri kim yazacak? Bu toplum, bu kamuoyu gerçekleri nasıl öğrenecek? Öyle ise biz yazmaya devam edeceğiz, darılan darılacak, kızan kızacak, ama gerçekleri insanımız da öğrenecek. Öyle değil mi?
Bakın, şunun altını iyi çizelim…Elbette medya; yayın hizmetinin karşılığını, para olarak alacak. Yaşaması için, bu en doğal hakkı. Ama; birilerinin gönlünü almak için, aldığı paraya siyaset karıştırmamalı. Duygularını öne çıkarıp elindeki kalemi, satmamalıdır. İki gün sonra seçim bitecek. Bu anafor, sona erecek…Bu şehirde, yine birlikte yaşayıp, yüz yüze geleceğiz. Onun için medya; para yoluna, birilerinin hatırı için, birilerini gaza getirip yanıltmasın…Haysiyetli, düzeyli, her siyasi partiye eşit düzeyde, mesafede yaklaşsın. Ona göre; ölçülü, gerçek değerlendirmesini yapsın.Tahminini ortaya koysun. Kamuoyunu aldatma yetkisi kimseye verilmemiştir. Her siyasi parti temsilcileri en az, ayni ölçüde, Söke’nin insanıdır. Söke, kimsenin tasarrufuna bırakılamaz. Öyle bir havayı estirmeye de, kimsenin hakkı yoktur. “BU İŞ BİTTİ” diye, manşet atmak da yanlıştır. Halkın adına “Karar verme yetkisini” size kim verdi? Bu cesareti nereden, nasıl ve hakla kendinizde buluyorsunuz! ?
Vatandaşın adına; sandık başına gidip, siz mi oy kullanacaksınız da “BU İŞ BİTTİ” diye, hüküm veriyorsunuz? Beyler, uyarıyorum. Basın, ahlak yasasını çiğniyorsunuz. Vatandaşı, basın olarak yönlendiremezsiniz. Gelin o zaman, siyaseti siz yürütün! ...Siyasiler, bırakıp gitsin. Yapmayın beyler, lütfen. Ayıp oluyor.
Birkaç gün sonra bu seçmen, sandık başına gidecek. Aklıyla, vicdanıyla, Allah’ıyla baş başa kalıp, oyunu bir yerlere verecek. Ve o oylar; Söke’nin kaderini, seçimin sonunu belirleyecek. İsterseniz bizde bir sonuç söyleyelim size; aslında “ Seçimin sonuç mührü, MHP’nin elinde”. Bunu herkes görüyor ama, kimse kabul etmiyor. Etmek istemiyor…Birkaç gün sonra o mührü, “Elinde tuttuğu o mührü” seçim sonucuna basacak. Çok kişi önüne bakarken, “Üç Hilali” belediye balkonuna, Al Bayrağımız’la birlikte yan yana asacak. O gün; işte o gün, garip Söke’min, sahipsiz Sökeli’min kaderi de değişecek. Titreyelim, kendimize gelelim. Yarınlar hepimizin…
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta