Sordum usulca gün batımına:
Görmeden sevmek yakışır mı sevdaya?
İtiraf edememek ihanet midir aşka?
Peki, benzer mi hikâyemiz güneşle aya?
Gözlerim uzandı sonsuz semâya,
Şimdi bir şiir okuyacağım.
Ama bu bir şiir değil.
Bu, bir kalbin kendi kendine attığı son mektuptur.
Yalnızca dinle.
Çünkü bu bizim hikâyemiz.
Aşkla harmanlanmış suskun bir figanım,
Bahçene ekili yüzlerce tohum arasından bir fidanım.
Senin dünyanda kaybolmuş serabım,
Yitip giden zamanda ise unutulmuş olan durağım.
Kor ateşlerde sızısı dinmeyen bir yarayım,
Sana yazmak artık bir külfet.
Tuttuğum kalem bile bir yük, üzerime binen ağır bir palto.
Ve her biten mürekkep, içimdeki sevgiden bir parça daha çalıyor.
Bir zamanlar dilimden düşmeyen adın var ya,
şimdi dudaklarımdan eksik birer hece gibi düşüyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!