Şebnemin Hicranı - Garib Çoban

Engin Demirci
971

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Şebnemin Hicranı - Garib Çoban

Şebnemin Hicrânı - Garib Çoban

Kendine misafirliğinin kıymetini bilenin daimi misafiri aşk olsun.
Gönül sınırlarını bilenin aşmadığı yeminin kefaretine sırdaş olmaktan sakının.
Bir yıldız, bir ağaç, bir buğday tanesi kadar.
Birkaç gün boyunca dolaşmak ve kaybolmak için ne rüya gibi bir yer gönül.
O dünyaya ayak bastığım ve dualar boyunca.
Haber göndermedin mi bize.
Kimin olacağım, kimin canına can katacağım?..
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Sevgili, teheccüt vakti bir bak bize!…
Duha vakti kavuştur bakışları, görüşlerin canısın.
Çok yürüdük yollar kayboldu, yol olduk.
Bizi çok derinden kıran vedalar vardır.
Geriye kalan tek şey parçaları kucaklamak.
Dünya neresi?..
Dışarıda yağmur yağmaya devam ederken.
Çünkü; sana nasıl gönlümü aldın diyebilirim ki gönlümüzün ta kendisinin zâten.
Şahitlerin değil miyiz biz aşkın sahibi.
Yağmur yağarken Huu diyen müziğin değilsek bu sesler ne!..
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Bu garib teheccüt vakti kimsesiz, şems vakti kime gidelim.
Kendine yabancılar arasında gizli bir şifre vardır.
Bu yağmurlar sensin.
Sen bir suya benziyorsun, bense dereyim.
Bu gökteki bulutlar sensin.
Her şey saf bir fikirle başlar.
Seninle buluşmaktan b/aşka neyi arayayım, neyi istiyeyim?..
Suyu açmadın mı derenin bir değeri, bir parlaklığı olmaz.
Ölüm hoşgeldin dediğinde.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Eğer bende bir gönül kalmışsa gönlümü alan sen değil misin?..
İçindeki çocuk birer birer kaybolurken sisler içinde, kime gidelim.
Gönül evinde kimse var mı?.. diye b/aktınmı teheccüt vakti duada.
Mahremiyeti bilenin kapıyı çalması gerekir şems vakti.
Pencerelerini bilmeli can içre olan canın.
Hayrete dalman için perdeyi açman lazım.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Korkusuzca sevin.
Çünkü sevgi bir hapishane değil, özgürlüktür. Sevdiğin zaman, bütün varlığınla sev.
Vallahi aşıksınız.
Bunu nereden anladığımı söyleyeyim!..
Çünkü karşılıksız seven zaten kazanmıştır.
Kabirdekiler hayatın karşılıksız sevmeden vermeden bir anlamı olmadığını anlamıştır.
Ben sadece şiir yazmayı hayal ettim.
Ve sonra hayallerimi dua dua şiirleştirdim.
Hepimizin ruhunda, bizi acıtan ve kanatan, az da olsa, bir miktar kırık cam vardır.
Şiir yazdıkça sanki içimdeki o camın bir kısmını dışarı atabiliyorum.
Bunları kağıda döktüğümde artık bana zarar vermiyorlar.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Teheccüt vakti bir coşkuyuz ben ve sen.
Şems vakti her şûleden üstün bir ahımız var.
Ezel sırlarını ne sen bilirsin, ne ben!..
Duha vakti gidiyorum, çek elini Maidem’den, gönlümden.
Alına konan besmelenin hayrını bilmeyen, sevginin hatırını nerden bilsin?..
Adına sevgili denen şey var ya!..
Anlamadım ki, ne zaman geldi, ne zaman gitti?..
Ey anlamsız, sonuçsuz sevgili.
Kimsede dostluk ve arkadaşlık göremiyorum.
Dostlara ne oldu?..
Ne zaman başladı, ne zaman bitti sevgi?..
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

İnsanların insanları sevmeye bile hatrı kalmayan bu dünyada.
Su, nasıl yıldızı, Ayı gösterirse bedenler de aklı gösterir, canı gösterir, belirtir.
Dostlara ne oldu?..
Artık ne yüzle göreyim rüyada yüzünü.
Âbıhayat karardı.
Aşka el attım, ne olursa olsun.
Yokluk alemi güzel bir şey.
Nerede durursan dur, yok kimsin diyecek.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Ayağı uğurlu Hızır nerede?..
Bırak da seni yine de seveyim!..
İşte bu aşktır.
Gün gelir, yorgun, bitkin halde, gülersin bu beyhûde telâşına.
Akıl güçsüzlük tuzağının serçesidir.
Her ağacın, her dalın meyvesi.
O'nun cömertliğinin, kereminin şahididir.
Aşk ise manâların simurgudur.
Akıl sırlar dîvânının önsözüdür.
Aşk ise geceyi aydınlatan bir incidir.
Âlemde gözüme dikenlerinin batmadığı
Bir gül bahçesi görmedim.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Çok yazık!…
Akıl kâinat sarayının nakdidi.
Aşk ise hayatın iksiridir.
Yitirdi rengini gül!..
Teheccüt vakti uykuya hasret yastığınızın altına mektup bırakan biri mi var?..
Bahar rüzgârlarına ne oldu?..
Kavuşmayı hak edecek kadar ayrı kalmıştık, teheccüt vakti beni duada görünce aklıma sen geldin.
Sen seviyorsun diye her şey güzeldi.
Başımda senin sevdan var.
Senin suyunla değirmen taşı gibi dönüp durmadayım.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Kelime deposunda bir boşluk.
Kalan zamanı çok seviyorum.
Gülmek, koşmak, ağlamak, konuşmak, görmek.
Karşılıksız sevgiye inanmak, safran kokulu gecelerde aşkın şarabını içmek.
Gökyüzüne çıkıp yıldızlarla dans etmek.
Yarasaların uçuşunu seyredip çığlık atmak.
Ay ışığında yemek, yüzmek, zıplamak, itaatsizlik etmek istiyorum.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Eğer bir gün dünyam altüst olursa.
Eğer kalbindeki bu yeri kaybedersem.
Eğer bakışlarınla, sarılmaların ve okşamaların artık sevgi sözcükleri olmasaydı.
Seninle olan bu resmi kalbimde saklamak istiyorum.
Her zaman neysen O’sun.
Ama ne de güzellik bu, her zamankine benzemiyorsun bugün.
Bir b/aşka güzelliğin var.
Ben teheccüt vakti duayla hep buradayım, seninle ilgileniyorum, endişelenme.
Beni bırak, seni bırakma!..
Bitmedi, bitmedi uçmak, şarkı söylemek, gitmek, tekrar gitmek.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Sevgiyle acı çekmek, sevmek, bitmedi kalan zamanı çok seviyorum.
Eğer sevgi senin gibi olsaydım, hep yirmi yaşında olsaydım.
Kalp safâsı ve beden hafifliğiyle seni vaatlerle örterdim.
Bazen hangi kelimenin nereye ait olduğunu hatırlayamıyorum.
Bu iğrenç!….
Çünkü şaşırtıcı bir sadelikle yazıyorum insanı.
Bu sadeliğe aşık olmayı başarıyorum.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Şiir yazmak için kağıtlarımı kaldırıyorum.
Ve bir hafta sonra kelimeleri, metnime alan derinliği verebilecek ifadeleri hatırlıyorum.
Ve bir şeyi düzeltmek veya rötuşlamak için çok geç.
İnsanlar geleceği görebilen ve şifa verebilen bu çılgın garibler hakkında fısıldaşmaya başladılar.
O uğultu sesi onu aşkın büyük şehrine götürdü.
Ama kendine has havası onu fark edilir kılıyordu.
Bu çağın astral beden dediği şeyi bile putperestlerden ayırıp, bedenimin yalnız bir eve gidişini seyredebiliyorum.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Hassas insanların sorunu, kalplerinin her yere dağılmasına izin vermeleridir.
Garibler putperest insanların peşinden koşmadı.
Onu kovalıyorlardı hayatta, inciniyordu ama incitemedi kendinden başkasını.
Zengin hanımlar, hizmetçiler, hatta….
Gecenin bir vakti gönül evinin önünde bekleyip onu görmek için yalvarıyorlardı.
Ona saplantı dolu davet mektupları gönderdiler.
Kimisi kendini çıplak, zengin, güzel gösterdi.
Bir kadın saçlarından bir tutamı ganimet olarak saklıyordu.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

O kadar kötü kokuyordu ki insanlar insanda boğuluyordu.
Ama içeri sanki orası kendisine aitmiş gibi girdi.
Kimseye boyun eğmedi.
İşte o saf güven kadınları zayıflattı.
Kokularına değil, duruşlarına önem veriyorlardı.
Yaşamak için güçlü olmak zorundasın.
Ama aradığım güç, zaferi yenilgiden ayıran güç değil.
Ey susmak!..
Benim özüm sensin.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Şafak sökmeden dışarıdan gelen gücü geri püskürtebilecek bir duvar aramıyorum.
Benim istediğim bu gücü absorbe edebilmek, ona karşı koyabilmek.
Haksızlık, talihsizlik, üzüntü, hata, yanlış anlaşılma gibi olaylara sakinlikle dayanma gücü.
Neyin üstüne titriyorsan bil ki değerin, odur ancak.
İşte bu yûzdendirki âşıkın gönlü, Arş'tan da üstündür.
Hiçbir şey söylemedin kendin için.
Çemberindeydin şimşek gibi yaşam çığlığın.
Sustun uğursuz bir putun gölgesinden.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Bir gönüle bakıp, sen farklısın diyebilmek için mezarlık bekçisiyle dost ol.
Tanrı seni seçti gönlüme inen Maide olarak derdimsin.
Kim ya da kimlerden olması önemli değildi. Eriyordu artık kısalan ömür.
Ay toprağın üstünden geçerken, ilk kez görüldüğünü hissetti.
Bu kartı defalarca oynadı insan insana ve her seferinde işe yaradı.
Yeni dünyanın büyücüleri gibi.
Kendi sessizliğinde yanan şimdi sessizce yağmurun altında gidiyorsun.
Şimdi sen de öfke, genç ölülerin arasında sevinçtir sanki.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Onlar akıllarını kaçırmışken, o, orada öylece sakin sakin oturuyordu.
Parmağını bile kıpırdatmadı.
Aşktan kaçamazsın!..
Yaseminin tazeliğisin sen.
Gökteki bulut, gece güneşi, çayırın, çimenin, ayın parlaklığısın, güzelliğisin sen.
Onun seni geçip gitmesine izin vermelisin.
Seni aşağı çekmesine, kaldırmasına ya da düşürmesine izin vermelisin.
Sonuçta sevginin gökyüzüne dokunmaya en yakın şey bu.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Bütün işi onlar yaptı.
Eski sevgililerime verdikleri paçavraları, metinlerimin etrafında her dakika daha da yoğunlaşan sefaleti hissedebiliyorum.
O anda, kusurlu fiil zamanlarımı affediyorum. Onları tanıyorum.
Ahir zamanda insanlar şu çarpık sözün peşine vardı!…
Allahım.!…
Artık, bu hileci kafir nefse yardım etme.
Bizi ezelin takdirine uydur!..
Şu unutkanlığım olmasaydı, her an seni anardım da anardım.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Dünya benimle günah işle, Tanrı seni daha çok sevecek demiyor.
Teheccüt vakti bir ihsanda bulun, şems vakti o şaraptan bize de sun!..
Uyku, senin aklını başından almaya gelir!.
Fakat, aşk delisi nasıl olur da .uyur?..
Onun, geceden haberi var mı?..
Biz de yoksuluz, biz de şaşırdık, yolumuzu kaybettik.
Zaten gönül değildi o, sendin!..
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Kulağa çılgınca geliyor ama kadınlar buna inandı, ahiretlikler bitti.
Onlarla yattığını ve bunun ruhunu arındırdığını söyledi.
Kocalar bile umursamıyordu.
Onlar da bunu kutsal sayıyorlardı.
Bütün dünyasını altüst etti ve ona kendini iyi hissettirdi.
Basit ve tutkulu olabilecek bir aşk, mesafe, yorgunluk ve yoklukla sonuçlandı.
Ama yine de insanlar onun içinde tuhaf bir kıvılcım olduğunu söylüyorlardı.
Sanki seni görebiliyormuşum gibi.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Masum olduklarını biliyorum.
Kayıp kayıp gidiyor insan sevgiden.
Yalnızlık putları dolaşıyor sokaklarda.
Teheccüt vakti gözüm seğirip duruyor.
Yoksa şems vaktine o sevgili mi geliyor?..
Yüreğim boyuna çarpıyor.
Anlıyorum ki gönlümü alan gelmede.
O eyvahlara çare bulmaya geliyor.
Aşk delisinin mezhebinde gece ve gündüz yoktur.
Ya benim kimim var?..
Onda olan şeyi, ancak o bilir!..
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Ben şiir yazıyorum gecelerine sevgilinin.
Anımsarsın selamladığı bu yeri gölge gibi gelişimizi.
Siz onu rüya dersiniz, bizi uyutmayan nice günler geçti.
Bizim gönlümüze teheccüt vakti ilacı olmayan dert geldi.
Şems vakti canla, gönülle seviyorum seni, bundan başka suçum yok dedim oda çekip gitti.
Şu dünya hayatını, varlığını artık düşünme; onlardan usanç getir, yaka silk gönlüm.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Toprak olup gittikten sonra ya ziyan edeceğiz.
Ya kâr.
Bâri şimdiden toprak olayım da göreyim.
Bakayım, neler olacak?..
Boyayalım gözünü herkesin.
Kalleş bir yüreği kalleş bir yüz gizlesin.
Ben, uykudan uyanınca, o Maide benim aklım olur.
Düşüncem olur, gelir beni bulur.
Teheccüt vakti uykum gelip de uyusam.
Bu defa şems vaktı gelir, rüyama girer.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

O benim güzide mektubum teheccüt vakti hem yazar, şems vakti hem okurum.
Nasıl olur da zerreler gibi raksa girmez?..
Her karşılıksız seveni, manevi duyguyu gayb âlemi, kendisine çeker.
Ve ne güzel bir karşılıksız sevme biçimi, suda saklı olan sırlar.
Her zerrenin oynayışı, kendi aslıyladır.
Kim, kime meylederse o olur gider.
Eğer kendinde bir gaflet görürsen mezarlığa git.
Ve nefsine göçme vaktinin yaklaştığını hatırlat.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

O sırlar safran kokusuyla gelir, seni şimdilik gülü seyrette gör.
Ey güzelliğin aslının da aslı.
Rahatlığı sevmek öyle çok pişmanlığa neden olur ki bütün zevkleri aşar.
Uyan ve nefsin için yorul.
Dünyalık putlarıyla sarhoş kişi sırrı, utanıp çekinmeden söyleyiverir.
Ey garib gönül, sen Ashabı Kehf gibi hem uykuda ol, hem uyanık.
Bugün bir başka şey olmuşsun sen!..
Heyhat!..
Dünya işlerine dalan kişinin aklı başına nasıl gelsin.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
(Y.ed - Kişi Sevdiği İle Beraberdir Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 4.5.2025 18:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bilirsin ya, deli divaneyim ben. Hiçbir şeyden utanmam, delilik, sevgi, damarımda, mayamda var. Yaradılışım böyle benim. (Hz. Pir Mevlâna k.s.)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    sevginin, vuslatın, alçak gönüllülüğün, zarafetin güzelliğini ne güzel anlatmışsınız. Tebrik ederim.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Cehalet zor iştir!

    Ne sevmeyi bilir,
    Ne yermeyi, doğru dürüst!

    Gülü değil
    Evet
    Gelir dikenini görür, ona takılır!

    Tebrikler Engin Bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)