Sebil ettik zamanı, savurduk harman gibi
Boşa karaladık, zihnimizi sarhoş eden kalemle
Haydut gibi yolduk çiçekleri, doyurmak için kalbi
Kırmızı, kan doğurdu, beyaz, ustura oldu hünerimizle
Ahbap olduk neşemizi serinleten rüzgarlarla
Mevsimleri bahara azat ettik, gölge için güneşe
Fırtına dostlarını alınca arkasına, esti gururla
Koptu baharın ipi, kızgın yazı, kışı, hazırladı güreşe
Maneviyat kuraklığa alıştı, şerha şerha yarıldı
Selden kör etti maddiyat, yıkıntılarla yol aldı
Çatlak kalpler nağme bestelerken, mendiller kıvrak sallandı
Hançer oldu tebessüm, göz yaşına saplandı
Türkümüz yabancı, hatırlamadı kulaklar melodiyi
Dağlar atamadı karını, sesteş olamadı duygular
En mavinin duruluğunda kirlenmedi günahlarımız
Gül çizdik her yanına, kuruyunca kokacak bataklıklar
Omuzlar azalttı yükünü, bir iplik bağladı gözleri
Yoldaş bulamadık karanlığın tırnağını kesmeye
Halay kurduk, şehvetin davuluyla, ayak uydurduk
Camlar kırıldı, çoktan ilmeği atmıştık boğazla, perdeye
Sıra gelmedi, aç kaldı merhamet, yosun tuttu kuytularda
Dalgalar aldı nasibini, berrak baktı mehtaplara
Şiirsiz kaldı ay, yıldız, sözler uçurumun eşiğinde
Denizlerde susuz kaldı aşk, muhtaç hakiki sevdalara….
Kayıt Tarihi : 13.6.2024 14:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!