Bazen sebepsiz daralır içiniz;
Üzerine gitmeyin.
Sebepsiz daraldığında içiniz;
İçiniz bilir her şeyi, siz merak etmeyin.
Düşünmeyin…
Dertlenmeyin…
Boşu boşuna yaslanmayın.
Sebepsiz daralıyor sandığınız içiniz;
Bilir sebebini; sakın gamlanmayın.
Masallardaki yasak meyveden yemişsinizdir;
Ya da Kaf Dağı’nın ardını yerle bir etmişsinizdir.
Gücünüz yetmez bunlara sizin;
Boşu boşuna vah etmeyin.
Gelmeyin;
Gitmeyin;
Hayatınızı gel gitlere teslim etmeyin.
Sebepsiz sandığınız daralmaları merak etmeyin;
Onlar bilir sebebini; siz derdine düşmeyin.
Bazen sebepsiz daralır içiniz;
Kendinizi kandırmayın.
Bir martı uçuyordur alçaktan mutlak…
Sevgilisine gösterebilmek için gagasındaki yemini.
Kokusu gelmiş; içinizi bulmuştur.
İçinizi burkmuştur kokusu…
İçinizin daralması, gözünüzün yaşarması sebepsiz olmaz.
Bir kayalığın önünden geçiyorsunuzdur.
Bir kayalık ki, duruşu sizin geçmişinize denk.
Bir kayalık ki, üzerinde oturmayalı yıllar var.
Sonra elleriniz karıncalanır birden…
Elleriniz karıncalanır, içiniz daralır.
Elinizi çok sıktığınızdandır, içinizi çok sıktığınızdandır.
İkisini de açan yoksa çok zamandır.
Siz sebepsiz sanırsınız içinizin daralmasını.
Bazen sebepsiz daralır içiniz.
Siz böyle söyleyip kendinizi kandırırsınız.
Biz biliriz sebepsiz iç daralmalarını…
Ve tutarız meraklanmayın…
Ayrılığın;
Aşksızlığın;
Soluksuzluğun sırrını.
”Sebepsiz daralır içiniz! ” der geçeriz.
Kayıt Tarihi : 9.8.2006 00:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!