Karanlık ve soğuk şimdi gecem
Söz vermiştim
Hayatımın göz pınarları
Sadece mutlu coşacak diye
Ama hayat sözlerimi bana geri gönderircesine acı veriyor
Sigaramı yakıp tablama koyduktan sonra üflemeye alıştırdım kendimi
Halbuki hep yağmur bulutlarını sevecektim…
Ağladım
Senin her uzak olduğunu benliğime anlattığımda
Ve her yokluğunu kazıdığımda yalnızlığıma…
Göğün yalnız karanlığı
Ve kimsesizliğim var oldu biranda yanı başımda
Kuş olup özgürlüklere kanat çırpmak geldi bazen içimden
Balkonların boşluğundan öylece bırakmak istedim bedenimi
Bazen de sessiz sedasız akıp gitmek;
Bilmediğimiz belki de korkularımızdan bilmek istemediğimiz diyarlara,
Haykırışlarımı alsam diyorum bazen kendime
Dağların bilinmeyen seslerine kaybetsem sevdamızı
Bulutların üzerindeki hani
Bilinmedik olan ve ulaşılmadık henüz…
Sayfalarca anlatsam derdimi bir satırını bile bilir misin acaba neden? ? ?
Annemin hayalini her gece yalnızlığıma ortak etmemi anlar mısın?
Ya da kimsesiz yatağımdan göz yaşlarının eşliğinde
Ölüm kokan uykuya merhaba demelerimi paylaşabilir misin?
Neden bilir misin bu deli efkar,
Bu karanlık yalnızlığın derin sevdası
Ve bilinmedik bir intiharın tam çizgi üzerinde duran kararsız bunalımı?
Ayrılığın koymasa da
Sensizliğin koydu bu gece hiç beklemediğim
Ve cesaretimin bitti çizgisinin göründüğü son düzlükte
Yalansız bir sevdanın hiç edilmiş sonu
Ne benim bildiğim bir masal
Ne de seninle düşlenmiş bir ömür oldu hayatımıza
Aramak o kadar kolay sandım ki
Senin sesinden çıktım tüm bu yokluğun var ettiği çöle
Sensizliğimin sesinden oldu tüm bu takvim şiirleri
Bulamadığım bir sevdanın acısını çektiriyorum kendime…
Kayıp ilanındaki çocuk masumluğunda aranıyor bir sevda
Gönlümden ırak ama yalnız
Seni,
Sevdamızı tanımayanlara soruyorum
Ki bir sonraki sevdalara yanlışlıkla senin yüzünden sarılmayayım diye
Acı bir çığlıkla son olmasın
Ve senin yokluğunda
Ve benim sarhoşluğumda yok olup gitmesin diye! ! !
Özlemlerimi yaktım zifiri sevdanın tam orta yerinde…
Isınmak için değildi ateşlere atmamın sebebi;
Seninle aramızdaki tüm olmayışları
Tek bir gecenin karanlığı örter mi merak ettim
Yokluğunun genzimde bıraktığı acı telve tadını?
Şimdi benim yokluğumda boş kalan sen
Ne beni aldatır hiç tanınmamışlarla dolu
Ve otostopları boş kalanların yol kenarlarında
Nede bedenini aldatır sensizliğin kol gezdiği
Boş aldanışlara sarılmış, varil ateşleri ile ısınan
Kimsesiz çocukların sahiplendiği zifir sokaklarda
Annemin boş laflarıyla doldurdum
Hayatımın en önemli anı defteri sayfalarını
Mecburdum hayatımı yaşatmaya;
Benim olmadığı için! !
Emanetimi kinden uzak,
Bensiz,
Sevda ile
Ve sensiz bir hayatı olmayanlara hapsetmiştik beraberce
Habersizdik oysa
Nasıl bir vebale baş koyduğumuzdan
Hayat sebeplerinden biri yaptık
Sevda için bir şeyler harcamayı
Oysa harcanacak tek şey bizmişiz
Uğurda
Bilemeden ve bilemeyecek kadar kör olarak ayrıldık sevdamızdan
Sevdamız bize dost kalmak isterken
Biz sevdamızı kendimize düşman ettik
“Gözüm yaşarıyor
Yüreğim kanıyor
Bitmeseydi bizim öykümüz böyle”
Denilen hayal şarkılarını kendimize
Avuntu bahçesindeki meyvelerden saymıştık
Ve avunmaya çalışmıştık bir süre…
Kimsesiz kaldığım zifir gecelerde
Evimdeki huzurumu çaldı birileri
Habersiz ve bensiz
Birileri susturdu odamın sus pus duvarlarını
Olmayan uçurtmam çocukluğuma kaçtı
Aradaki sevdalarım iki bilinmeyenli bir türevde kayıp oldu
Gelmeyen günler
Senin olmayışlarına ekleniyor
Ve ben senin yokluğunda sana yüreğimi anlatırken
Sen benim acımdan habersiz
Bir o kadar mutlu ve bana uzak
Tüm hayatımın en güç sevdasını öldürürken
Onun bile farkında değilsin…
Aslında yalnızlığımı sevmeye alıştırdım;
Her akşam güzel bir gökyüzü yakalamak için pencereye diktiğim bedenimi
Beklediklerim kimseye anlatamadığım dertlerimdi belki
“Belki” lerimi seviyordum ben
Hayallerimi yaşatıyordum kimseye hesap vermeden.
Unutulmuş sevgileri seviyordum kimsenin sevmediği
Şafakta uyanıp kıyametin gelmiş olabileceği ihtimalini düşlüyordum
Vapurdan yanımızda uçuşan martılara özeniyordum
Hesapsızlığı arzuluyordum kendimce
Yalanlar söylüyordum kendime mutluluğumu bir nefes daha uzatmak için
Korku filmlerine hapsedilmişliğimi oyalıyordum
Ve hayatını adadığı
Sevdasını hayal ettiği bir aşkı kaybeden insanların
Yalnızlığını anlamak için kendimi sınıyordum süresiz
İçime bir kurt düşürüyordu sebepsizce
İsteklerime sormadan doluyordu gözlerim
Umutlarımı yeşerten güneş
Hiç bilmediğim bir doğudan karşılıyor şimdi günümü
Hiç uyanamadığım bir rüyadan çıkıyorum
Çırıl bir çıplaklık yaşatıyorum bedenime
Ruhumu şelalelerin altına yatırıyorum
Usulca uzaklaşıp yanımdan
Kendimi seyre dalıyorum
Acılarımı görüyorum canımı yakan
Alkol almış bir aşığın
Serseri düşlerindeki sevişmelerini yaşıyorum hüzünlü
Namus cinayetinden girdiği
Ve hayattan önce tanıştığı mahpus damında
Ömür harcayan insanları düşlüyorum şimdi
Karşımdaki zifiri karanlığın farkı ne onlar için?
Ya da biz mi görülmesi gerekenleri görmezden geliyoruz…
Ranza gıcırtısında kurulan hayaller,
Gece sayımından sonra içilen sarmaların dumanındaki sevda
Kim anlatabilir yaşadığı herhangi bir anın mutluluğunu
Ya da anlatılanların ne kadarını anlamakla yükümlüyüz?
Aklınızın bir karanlığına tıkılan soruları
Hiç mahremiyet gözetmeksizin
Kim cesurca sorabilir ebeveynlerine?
Hanginiz hayatının sorumluluğunu aldığınız canlı uğruna bir şeylerden vazgeçti…
Kim sevdasını sevda adını koymadan sadece sevgilisine anlattı
Hiç dudaklarını oynatmayıp sadece bedeni ile?
Kim bilir karşımızda duran suretleri bile tanımıyoruz aslında
Kendimizi kandırmadığımızı bile bilmiyoruz
Bildiklerimiz bilmek istediklerimizden ibaret belki de
Ya her var olan ve olmayanlar yalandan ibaretse?
Ya da bilindiği sanılan tüm olguların altında bir olmamışlık yatıyorsa
Bir sevdalı yüreğin sevilmediğini öğrenmesi
Y ada bir bilim adamının deneydeki tüm bulgularlının yalan olması
Bir piçliğin üveyliği
Anlatsanıza bana bu olmayışların sebebini
İçimdeki bilinmez sevdanın sebebini söyleyin bana
Ki eğer olur da bir gün gökyüzünden daha güzel bir manzaram olursa;
Sizden öğrendiklerimi,
Ona da anlatayım tüm içimdeki kusamadığım bilinmezliği ile
Onu da haberdar edeyim tüm olguların olmayışından
Sevdamın sebebini ona da anlatayım
Hep düşlerimde olan ama asla bilemediğim umudumu vereyim onun ellerine
Ellerine dokunduğumda hayatım gitsin,
Kızıl ve bilinmezliği anlatan o uzaklardaki gün batımının gizine
Endişelerimi düğünlerin silahlarına hedef yapsın
Dağlarda gezen gerillanın uzak sevdası olsun
Ve benim hep ömrümün en sonunda bulduğum yaşama sevincim olsun
Saçlarından sürgün yediğim sevgilim
Kime dokunsam,
Sen ölümle eşdeğer,
Kiminle aldatsam seni,
Darağacı yokluğun…
Kayıt Tarihi : 4.5.2008 01:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlker Köken](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/04/sebepsiz-20.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!