bir yusuf masalıydı yalnızlığın
camlar ardında tükenirken geceler
kaleminde can bulurdu son heceler
bir yusuf masalıydı yalnızlığın
sen sessizlikte sessizlik sende büyüdü
Gün akşamdır…
Gölgeler düşmüşse yollara,
Uzaklarda,
En uzak diyarlarda,
Ateşe pervanedir
İçli bir adamın hâtıraları.
Bir martı çığlığıyla içime dolan şehir
Göklerini kıskandım düşlerim kanat kanat
Gel bu sevda iklimini mevsimlerinle donat
Denizi köpük köpük tenimde kalan şehir
İstanbul, sen içimde tutuklu bir sevda mısın
Yüreğimde büyüyen tatlı süveyda mısın
Sen değil miydin elleri aşkın?
Dokunan, ürperten, sevdiren elleri…
Bir dağ yamacından bahara uzanan,
Elma çiçeği, karbeyaz elleri…
Sence nedir Cumhuriyet?
Sadece bir yönetim mi?
Yaşamaktır, eşitliktir,
Özgürlüktür Cumhuriyet.
Seksen altı yıldan beri,
maverayı gösteren aynalar puslanınca
saz bir yanda söz bir yanda sır oldu
aşka mihmandar olan gönüller paslanınca
mey bir yanda ney bir yanda sır oldu
gönülden gönüle yol alırken sevgiler
Sen bir düş bahçesiydin geçerdin rüyalardan
Biz yayla rüzgârıydık nerde kaldın ey şehir
Âdem ile Havva’yı kül eden hülyalardan
Ne vakit uyanıp da düşe daldın ey şehir
Salkım saçak bulutlar geçiyor dağlarından
Senin sevdalıların ses verir çağlarından
Adını söylemiyorum artık.
Ne zaman aklıma gelsen,
Sarı bir güz düşüyor hayatıma.
Çiçeğe durmuş dallarımın
Yaprakları dökülüyor baharda.
Adını söylemiyorum artık.
Bildim seni
Eyy benim bitmeyen âhım! ..
Giden annelere ağlarken çocuklar,
İçli türküler doladın dilime.
Ve sevdalılar uyurken pınar başlarında
Kırılgan çizgisinde sendelemişse zaman
İnsanlık destanını kime söyler bir ozan
Türküler geliyordu Rumeli’den sitemkâr
Hiç böyle esmemişti Balkanlar’dan bu rüzgâr
Vurulur mu bir kartal en onulmaz yerinden
Anadolu hicrana yol almış kederinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!