senin ellerinle tutsam dost elini sıcacık ve karşılıksız
senin gülüşünle gülem masum ve yapmacıksız
ırkın dinin dilin önemli değil
kuzeyden güneyden,dogudan batıdan
belkide bir çingenenin kucağından
senin gözlerinle baksam bebeğim
sağdaki evden bir çocuk çığlığı yükseliyor
ağlama be bebeğim ağlayacak daha o kadar yılların olacakki
soldan loş bir ışık yırtıyor karanlığı
ask mı sevgi mi yoksa yılların yorgunluğumu bilinmez
köşedeki parkta iki çocuk uyuyor
ilgisizliktenmi sevgisizlikten mi acaba
damaktaki tad
olabilirmisin
petekteki bal
ağaçtaki meyvalı dal
yanaktaki al
olabilirmisin
hiç büyülü koku çektinmi içine tenin gibi
varmı güzelim tatlı ve hoş senin gibi
hayatta bazen boğar insanı ölüm gibi
tutunacak bir dost bir dal bir ışık ararsın benim gibi
yaşam kısa çabuk geçip gider zaman
geriye bakarsın her sey toz duman
bak yine çakıyor balıkçı feneri
sanki giden gemilere göz kırpan bir sevgili
seni düşünmekte anlamsız artık geceleri
ardına kadar açık bırak pencereni
dağıtsın rüzgar kokumu anılarımı,
alıp götürsün bir dağ başına bir deniz kenarına bir ovaya
rum mu yoksa bilmem ermenimi
biraz tombul biraz iri
biraz uçuk biraz deli
raksına uygun göbeği
her akşam ugrama buraya arkadaş
bu akşam neşeli...
uzun yaşamından çok şey geçmiş başından
yıllara direnmiş yorgun bedeni
tüm güçlüğe alışmış taki sevdiğini kaybedeli
karısına hasret sevgiye hasret kalmış eşi öleli
altmışından sonra yemiş hayattan darbeyi
buruşturulup atılmış bir kağıt gibi sokaklarda şimdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!