her annenin harcı değildir hamuru
yıkamaz ellerinden
çocukluğunu çıkacak diye
sonra
gençliğiniz üzerine köprüler kurulur
eli kalem tutuyorsa sabır
Nûruyla gelen, selâmetiyle gider...
Mecnun’u herkes iyi bilir
Ya Leyla’yı?
Dinlersen anlarsın iple çektiğim zamanlarda
Usumda saf bir düzen teşkil etsinler,
Var olsunlar, ilk mektepte rahatça büyüsünler.
İnsan olmanın gerekliliklerini öğrenirsin,
Fakat yüreğimde kusursuz bir duruşu
Asla öğrenemezsin...
Yan yana nasıl duruyoruz biliyor musun?
Şu an
Şu saniye
Şu dakika
Bugün gibi
Sen yanarken ateş pahasına
Pazar günleri yalnız köpekler kurtulur
Geçerler sokağın tam ortasından,
bir sükûnetle.
Ne çarpılırlar,
ne çağrılırlar.
Bilmem adından başka bir isim.
Tanımam. Görmem.
Bilmem; yaşamakla,
Yaşıyor muyum?
Evet...
İnsanlar sadece ne söylediğinizi değil, nasıl düşündüğünüzü de takip ediyorsa, zekâ seviyeniz onların aklında kalır.
Bir çay soğur beklerken umut
Bir göz kırpar geceye karanlık
Sıra bize gelmez belki de
Ama biz yine de susarız
alışkanlıktan
İçimden bir çocuk gitmekte,
Bir kuyuya düşüyor, derin,
Beni terk ettiğini düşünüyor,
Beni terk ettiğini.
Sen, sevmeyi ilk ne zaman bıraktın?
Hangi yolların kıyısında
Hangi şehirlerin taş duvarları arasında unuttun?
Şimdi, gökyüzü sessiz ve sabırsız bir kadın gibi bekliyor,
Ama ben artık beklemiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!