Señorita Şiiri - Mustafa Köklü

Mustafa Köklü
50

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Señorita

Bu mektubu
Kalbinin ulaşamayacağı yerlerde saklamalısın
Hiç çocuklu kadınım, señorita
Banyo ile lavabo arasında yere iki mısra düşerdi
O günler, öyle günlerdi
Gerisi babası… Gülüşü aynı annesi…
Özlemek yetersiz bir kelime
Adın gibi biliyorum bunu
Sen hiç, bir günün yetmiş iki saatinde
Ağzını açmamamın ne demek olduğunu…
Her ne ise…
Neşrederken buzlu bir kadehe
Terlerdi ismini her bir nefes
Enfes bir heyecan, illegal iffet
En kibar dille, en naif söyleyişle
Zikrederken sönmüş muma
Sadece seni anlatırdım her bir sabah
Sardunyalar artık asal renkler kıvanmış
İnciler en derinlerden kamaş kamaş…
Bu denli içten, en içten; hem mavi: parlament
İspanyol bir öyküyü açar gözüm
İnan ki gafletsiz söylüyorum
Saat her on ikiyi yirmi dört geçtiğinde…
Saat, her on ikiyi yirmi dört geçtiğinde;
Ben, hep seni düşünürüm
İftihar suretim yabancı, bin bir içmediğim kadehe
Kendime yabancıyım ama ihtiram ediyorum
Yüzüm, kendisine yabancı
Benim maktul savunmasızlığım
Sesin ayrı, sessizliğin ayrı dert
Yum gözlerini ne olur

Mektubum, kalanındır señoritam
Birkaç zaman sonra güzü öldüreceğim
Sormadım ama nasılsın?
İyi misin?
Yani, bilirsin…
Benden çok daha iyi bilirsin:
Seni gördüğüm zaman her şeye inanacaktım!
Şehrin bütün mıntıkalarında
Deniz görmeden yaşayabileceğime
Dupduru gökyüzünün erişilmez güzelliğine
Kalem kaldırmaksızın bezendiğin sadeliğe
İncelecektim,
Anlayacaktım bunları; bilemezsin
Ne var ki bir gün olsun ışık, arkamdan gelmeyecek
Çünkü bir adımdın sen, güneşe doğru atılmış
Ya Venedik’sin, ya Çanakkale’yim…
Bir şişe sangria olsun mektup göndermeyeceksin
Ellerine yer bul, kıyıların sıra tarumar
Sen beni düşündüğün zaman,
Saat on ikiyi yirmi dört geçecekti
Herkes birbirini özleyecekti
Koskoca bir gemi kalkacaktı, buğulu bir gemi
Mürettebat ve yolcuları yalnızlar olacaktı

Allah’ım! O neydi o?
Saat, canlı bir bomba gibi!
Hepimiz duraksız
Kendimize şaşkın gözlerimizle bakıp bakıp
Zihnimiz tedirgin olmaksızın,
Bir an aksini düşünmeksizin sorguladığımız…
Sualler tükenirken boş kadehte
Suların üzerinde sarhoş şişeler çalkalanıyor
Son damlasına değin bata çıka
Takım takım kuşlar gam üstüne gam yankılanıyor
Tut ki ihtimaldir;
Tasarlıyordun öylece bir çat kapı
İşte o zaman deniz, kudurmuş
Kazulet volkanlar gibi kabaracaktı
Parlament mavi içimiz sıra umuda dönüşecekti
Sen kalkıp bana gelecektin
Ben batıda tuhaf bir ışık görecektim
Señorita, ah bu serkeşliğiyle cinnetim olan
Sessizliğiyle ikimizin yerine susan
Bir şarkı söyleyeceğim susturuncaya dek bütün sesleri
Güneşe yürüyorum

Mustafa Köklü
Kayıt Tarihi : 8.10.2015 02:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Köklü