Abisler/
yakandan tutup bir anda içeri çeker.
Ayıldığında görürsün ki;
Bir batık geminin yosun tutmuş sandıklarında,
sahtekar gülüşlerle kilitlenmiştir/ Gölgeler..
..............................
..........Biliyordum. Uzunca süredir peşindeydi;
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
ABİS : Cehennem Çukuru , Uçurum...
HABİS : Kabirde azap çeken kafir ruhu.
BOHEM : Kurallarını tanımayan, sanatçı hayatı yaşayan kişilere verilen isim.
SCHUBERT : Fransız Müzisyen.
BALAD : Güney İtalya halkının söylediği kısa dans şarkısı.
Entellektüel bir şiir..Anlatım ve ses ritmi mükemmel...Anlam derin..Bu sabah okuduğum en güzel şiir...Tebrikler...
Afrodizyak tövbeleri, beyaz günahları olan şairimizin şiirleriyle geçen yıl tanışmıştım.
Şiirde olmazsa olmaz ögelerin hepsi de mevcut bana göre. Ama bir gelin gibi sunulmuş bütün
bunlar... Yani önce ayakları kınalanmış, sonra elleri.
Ve yüzüne ressam Guin fırçasında bir tül çekilmiş.
sanırım şiirin gizi de buradan geliyor.
Birinci bentte olan kip kaymalarının diğer bölümlerde de devam etmesini isterdim.
Bazı dizelerin başına çekilen şu çizgilerin marifeti nedir bir türlü anlamıyorum ben. Bir bilen anlatsa da
faydalansam diyorum(!) Yani bence bir ağacın dallarına çabut bağlamak gibi bir şey! Bohem çığlıkları bu dikenli tellere takılmamalı...
Tebrikler Özge...
Daha çok anlamak için daha çok okumak gerekiyor ...
Scubert'in baladları sanki bir soyut anlatımlı klip izlenir gibi ....
Güzeldi , farklıydı , kutluyorum ....
Ceplerime gizlice mululuk koyup kaçanla....
Begonvil bahçelerinde uzun bir moladır dileğim.
ve kulağımı dayadığımda deniz kabuğuna
bohem çığlıkları değil eklemlerimde saklanan sokak ço cuğunun;
Schubertin balatları olsun dinlediğim... “
Farklı güzellikte bir şiir okudum yüreğine sağlık sevgili Özge
keyifli bir metin..... düzyazıya daha yakın duruyor....
Ne kadar çok beğendiğimi anlatamam...Anlatabilseydim eğer içimde tomurcuklanan binlerce duyguyu, eşleşmeyi sayfalar yetmezdi anlatmaya. Ama.....Yine de daya kulağını o deniz kabuğuna..yinede daya. Duymak istediğini duy kendi şarkını dinler gibi...Senin için henüz vakit çok erken hapsetme düşlerini..Birak keşfetsinler okyanusları en gizli derinliklerinde....
Şapkadan tavşan çıkarken mutlu olmadık mı çocukken...O gizi anlamaya çalışırken...Şimdi de öyle.....Biz hala çocuğuz kendi içimizde...
Sevgilerimle.=)
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta