Bir durgunum ki sorma
Hani fırtınalar kopar
Sanırsın kıyamete beş var
Bardak bardak boşanır yağmur
Derin bir sessizlik çöker ya ardından.
Ya da bir çocuk ağlar nedensiz
Yorgun düşer ya hıçkırmaktan
Yaprak kıpırdamıyor içimde
İlk defa bu kadar durgunum
İlk defa bu kadar sessiz.
Sakın sorma, inan ben de bilmiyorum
Meğer koca bir deniz varmış içimde
Üflemeye gör, küçük bir nefes
Dev dalgalara bürünüyorum
Kumdan kalelerim yıkılıyor
Gözlerimin önünde yavaş yavaş tükeniyorum.
Sızlanmıyorum, yanlış anlama
Mübaşiriyim savcısız, hakimsiz mahkemenin
Her seferinde kendimi çağırıyorum duruşmaya
Ne sorgulayan var ne savunan
Her gün sessizliğim geçiyor zapta.
Bazen ağlamak geliyor içimden
Kapılıp gideyim diyorum gözyaşlarıma
Kimse aramasın beni, kimse sormasın
Sessizce vurana kadar kıyıya.
Görmeyen bilmez belki
Ama sen iyi tanırsın
Hep derim ya: satmışım... dünyanın
Daha dün akşam…
Dili olsa da konuşsa Kızılırmağın
Sohbet, muhabbet gırla
Bini beş paraydı şarkıların.
Ama işte
Bazen bir perde iniyor yüreğime
Hep aynı film…
Dışarıda kızılca kıyamet
Sessizce izliyorum, çıt çıkmıyor içimde.
(Son çıkış)
Sami BağcıKayıt Tarihi : 31.5.2008 18:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aslında hiç bir şey üzülmeye değmez Mutluluk limon gibi, son en son damlasına kadar sıkmak gerek Zaman akıp gidiyor, yoksa insanın eline bir daha geçmez. Ama insanız ya işte... Şen şakrak, günümüzü gün etsek de Garip bir duygu Kök salıp, bazen böylesine yeşeriyor içimizde... Şunu bilmek gerek ki; her duygu insani Zaman zaman ağlayıp, zaman zaman gülünecek İçimizde tıpkı tabiat gibi Bazen bahar, bazen kış hüküm sürecek...
![Sami Bağcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/31/sc-nedensiz.jpg)