Yorgun sazımın telleri gibi ne avazım çıkıyor nede dilim çevriliyor bu aralar..
Düğümlenmiş çözümlenmiyor içimdeki buzullar.
Kavrulmuş yaz sıcaklığında, ne kadar da üşümüşüm farkına varılmadan.
Bir ize dönüşmüş dağ kadar sandığım adam...
Oysa telleri parmaklarıyla ötüren koca yürekli bir çocuktu...
Kristal camların en keskin uçlarında oturur, telleri ötürürdü bir zaman...
Suyla tanışmadan gitmek isterdi günahsızlar ülkesine...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta