Hazin yolculukların yamalı güvertelerinde yaşamı izler yaşlı gözlerimiz
Avuçlarımızdaki kırık düşler bazen özgürlüğü düşler, denizlere serperiz
Umut kıyılarına ulaşır bir gün aşk gemimiz, biter ansızın aşk nöbetlerimiz
Sayıklamalı bir yalnızlıktır aşk, coşkuların çığlıklarıyla titrer bedenimiz.
Yorgun bir düş sahilinde kelimelerden kuleler örerdi adam, avuçlarındaki madımak ülkülerin satır aralarında kendi sarayını kurmak için. Sızılar sürerdi yanık yüreğine ve elvedalar çağırırdı dalgakıran düşünüşlerinden. Gün kısalırdı ansızın, iç sızısı olurdu yaşamak, kavuşmak türküleri büyürdü suskun dilinde, bir avuç mutluluk sürerek yorgun gönlüne, uzaklaşırdı yine kendi yanığını yetiştirdiği hayat kıyılarından.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman