Duvara dönük sayıklamalardan şafakla uyanan gecem
Cıvıl cıvıl serçelerin sabah içen gözlerini açıyor karanlığa.
Taze sağılan süt içiyorum duvarlardan susuzluğum adına.
Tizden damlayan ağlamalar bölücü bir nitelik kazanıyor
Acıyan göz kapaklarımın ısrarla vazıh arayan bekleyişinde.
Sarı vecihelerden uzayan boyunlarla bölünüyor odam
Ölü bölümlerden kaçarcasına içinde hazlar diriltilen tasvirlerde.
Kalbim ani kayboluşlara hazır kanlar pompalıyor teklemeden
İnce kıyımlardan kaçışlar planlıyor ussal dönemeçlere girerken
Tekmil ağırlığıyla çöküntü oluşturan,zihnimde dönen anlamlar.
Boşluğu dolduran dokunmalar sınırsız yayılmalar yaratıyor
Yosun tutmaz zeminlerde ıslanan ellerimin havayı soluyan yüzeyinde.
Özdek olmayan görüntülerde birdenbire çatlayan derilerim kaynıyor
Hafif esmeler eşliğinde sayıklamaya uzun kıyılar seren doğallığa.
Her sayıklamam ölüme yaklaştıran deneyimler sunuyor
Örtük tarafından tuttuğum örtüsüz uzanan yakınlaşmalara.
Telkinlerin uzanamadığı bölümler çapraşık üşümeye girerken
Kırık saçlarımdan örtünüyor yaygı isteyen yerlerin çıplak kısımları.
Toyca harcanan yığdıklarım ağır bir nüksetme savuruyor lahzaya.
Yaklaşan fecirle sönükleşen sayıklamam tutarsızca sıyrılıyor dilimden
Olağan gündeliğe gözümün ferini sürdüğüm bir taravet isterken..
21.06.2020
İnan Karataş
Kayıt Tarihi : 24.6.2020 12:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!