T-uzak sevgiliye
gökyüzünü kurşuna dizdim
bir kaç ölü yıldız
…………..döküldü üzerime
denizi kılıçtan geçirdim
bana mısın demedi..
yıldırımlar
vuruyordu taze umutların başını
yıldızları kayıp
ay’ı sönmüş karanlık bir ülke gibiydim..
ayazdı
üşüyordum
bozuk sokak lambaları ışımıyor
üstelik gözlerin de yoktu
geberesiye arıyordu gözlerini gözlerim..
ardımda
her sokak başında faili meçhul hayallerim
………………………………………..yatıyordu
yağmur
bardaktan boşalırcasına yağıyordu
………………………………....hırçın denize
kasırgalar dağıtıyordu her şeyi
bir tsunami felç ediyordu hayatımı,
dalgalar
çılgınca üzerime saldırıyor
…………………………batıyor
boğuluyordum bilinmezliğin
…………………………..batağında
oysa
bir kulaç ötede
kolların açık bekliyordun
bent olabilirdi gövden
kurtuluş olabilirdi koynun
ısınabilirdim mutlak sıcak göğsünde biliyorum..
fakat..!
azgın dalgalar kuduz köpek gibi saldırgandı
alabora olmuş gemi
rotasını kaybetmiş uçak
günleri karıştıran bir takvim
zamanını şaşırmış güneş gibi
savrula
…. d-evrile
……. batıyordum..
balıklarla burun buruna gelip sesleniyordum
……………………………………...……can havliyle
-merhaba Palamut abiler
-sevdiğimi gürdünüz mü?
-deniz kızıdır kendisi
-ben de denizin oğlu!
-hayır mı?
-siz de mi görmediniz lüfer ablalar?
-en az sizin kadar pırıl pırıldı sevdiğim
-kim miyim?
-denizin oğlu Çetin
……………… türümün son örneği
kramp tuttu da yüzemiyorum
…………………………yardım eder misiniz?
-hadi ordan bre aşık bozuntusu
-hep masanızda meze-i arak olacak değiliz ya
-sıra bizde dedi Sazan şikarını bekleyen seyyad gibi
o sıra
bir kalabalık gürültüyle yaklaşıyordu
gözlerim fal taşı
kafatasımda korkunun gelgitleri
dudaklarımda kurtuluş ihtimalinin
……………………………… buruk tebessümü
dehşetle umut
ölümle yaşam arası bir med-cezir yaşanıyordu
…………………………………………….. altında tenimin..
lakin;
çok geçmeden fark ediyordum
ölümümü seyre koşan toplumbağaları
…………………………………. paraz-itleri
o an bir kıyam-et koptu içimde
ortalık mahşer yeriydi
köpükler sevişkendi mahrem noktalarımda
kendimden geçiyordum meydan
………………………………. yerinde..
gözlerimde bileniyordu cellat baltaları
çarmıha gerilen İsa’nın acıları
…………………………... sızıyordu
bedenimin pınarlarından;
kalp damar cerrahı gibi üzerimde hüzün
kerpetenle çekiyordu hücrelerimden
………………………………….. damarlarımı
ve tırnaklarımı Parmak uçlarımdan
kan ter içinde savruluyordum
…………………………. yaşamın haydar paşa durağına..
şimdi
bir kibrit çöpü gibi çekip gitmedeyim
……………………………………. s-onsuza..
belki bir karanfilin kalbinde
çiğ tanesi serinliğinde
bulutların ağlamaya ayarlı gözlerinde
belki de
bir anne’nin rahminde hayat bulup
……………………………….. merhaba derim yeniden
yatağına yasak bir ırmak gibi
özlemini çektiğim uzak sevgiliye
05: 06: 2005 Viranşehir
Kayıt Tarihi : 10.12.2007 22:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
çarmıha gerilen İsa’nın acıları
…………………………... sızıyordu
çok güzel betimlemeler...tebrikler
kendincesine bol imgeli..
başka şair olsa; bol kullanmaz imgeleri... bu şiirden, bir kaç şiir peşinen çıkarırdı...
çok hoş. kutlamalı böylesini. tebrikler.
Ayşe.
TÜM YORUMLAR (51)