Amerika’yı beğenmeyebiliriz, Amerikalının dünyaya ettiklerinden dolayı...
bu yargıya sığınıp, beğenmeyenlere onay vermemiz doğal olduğu kadar, haklıdır da diyebiliriz...gerçekten, dünyanın neresine adım atsalar, orada insan kıyımı, sömürü, karışıklık, savaş...Vietnam öyleydi, Irak öyle, Suriye öyle ve dahaları...
evet bu açıdan Amerika’ya baktığımızda, bakan kişilerin hepsi dahildir, Amerika’nın nemenem bir işgalci, nemenem bir kıyıcı devlet olduğunu söylemek gibi bir hakka sahip oldukları, ben de dahil...özellikle askeri yönden...
bir kaç kere oraya gidip gelmişliğim var...insanları ile tanıştıkça, onların bize karşı davranışlarındaki nezaketi, samimiyeti, kendisinden olmayan birisini kabullenişi, saygıyı gördükçe diyorsun ki, bunlar mı acaba gittikleri ülkeleri karıştıran, orada kıyım yapan!..açıkçası şaşırıp kalıyorsun...şahşen ben şaşırdım kaldım!.
bu bağlamda, orada yaşadığım iki olayı anlatmak istiyorum:
gittiğimiz şehirde çok kanal, çok koy, çok bataklık var. bunların üstüne güneşe ve yağmura dayanıklı kalaslarla yürüyüş yolları yapmışlar....hem de kilometrelerce...yanları korumalı...isteyen yürüyor, isteyen dinlenme yerlerine konulmuş banklarda oturuyor, isteyen oltalarını atıp balık tutuyor...kimse kimseye ne yaptın demiyor...
işte bu yürüyüş yollarının biri olan koy boyu yolda, yürüyüşe çıktık aile boyu..çoluk çocuk...okyanusa açılan bir koydu bu...koy boyu küçük balıkçı ve gezi tekneleri dizilen rıhtımın bir yerine oturduk...koya girip çıkan teknelere, koyda dalıp çıkan yunusları seyretmeye koyulduk...büyük torunumun elinde küçüçük bir olta...daha yaşı dört...derken, bir tekne bize doğru dümen kırdı...geldi geldi, önümüzde demir attı...tekne bir kişilikti, onu kullanan kişi ise otuz yaşlarında biri gibi görünüyordu...teknesinin baş tarafında bulunan bir kapağı kaldırdı, içinden kocaman bir balığı alıp, torunuma uzattı...teşekkür ettik...
çocuk sevindirmenin ötesinde, çocuğun duyduğu ilgiye destekti bu...
bir başka olay ise aynen şöyle oldu:
yine çoluk çocuk plaja gittik..hava çok sıcak...torunlarımdan birisi henüz daha bebek...plaja yakın bir otel vardı...tuvalet ihtiyacımızı karşılamak için oraya gittik..otelin önü, otel boyunca tahta verandaydı...oturacak yerlerinden birine oturduk. yanımıza aldığımız yiyeceklerimizi yemeğe başladık...küçük torunum, bebek arabasında uyuyordu...verandadın bir ucunda golf malzemelerinin taşındığı tekerlekli arabaları ile iki genç belirdi...bizi görünce, arabalarını ellerine aldılar, yanımızdan geçerken de selam verip geçtiler...bir hayli uzaklaştıktan sonra, arabalarını tahta verandada yürütmeye başladılar...
bebeğe olan saygıydı bu...
t.a
Tayyibe AtayKayıt Tarihi : 15.4.2025 09:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Onlar nereden bilsin "EVANGELİST SAPIKLIĞI",
Devlet yönettiğini sanan "BOMBACILARI, KIYIMCILARI, İŞGALCİLERİ!"
ABD oldukça eski bir sabıkalıdır, ta Osmanlıdan beri,
Yazarım arada bir "1896 ABD Kongre kararlarını",
Devlet politikası denen bir şey var,
Ona önderlik edenler "İSLAMA DÜŞMAN",
Sömürüyü, talanı çıkar sayanlar olunca, halk ne yapsın?
ABD hükumetleri "işini" yapıyor,
Bizimkiler de "işbirlikçiliğini!"
Zaten meraklı, politika yapmaktan haz alan bir halk değildir, ABD halkı...
Yaşadıklarınız ayrı
Gerçekler ayrı işte Örtmenim...
TÜM YORUMLAR (1)