Son bahar geldi çocuk
Hüzünlüsün
Ağlamaklı gözlerin, damlıyorsun sanki
Titriyorsun, kaçmıyor gözümden
Yalnız gibisin birazda
Çekiliyor güneş kahverengi teninden
Yeni doğmuş bir bebeğin
İlk gözlerini açışı gibi sevdim seni
İlk seni gördüm
Seni tanıdım
Nefesin ilki sende güzeldi
Söyle bakalım nasıl içilir içki?
Zifiri gecelerde yârin gülen, ısıtan gözlerine bakarak mı?
Yoksa soğukta ısınma niyetiyle mi?
Nasıl çıkar içkinin tadı?
Meyhanede dostlarla mı?
İçimde beni günden güne eriten bir şeyler var. Biliyorum dışa vurmazsam öldürecek.
Şimdi uyumaktasın, belki sabah hatırlamayacağın bir rüyanın koynunda, ya da bir kâbusun ortasında. Ama ne olursa olsun başucumda gözlerin kapanmakta. Zihnime gülümsemekte hayalin. Aklıma ipotekli bedenime sürgün bir sevdasın biliyorum. Çığlığıma tepkisiz kalıyor duvarlar seni ben gibi sarmadıkları için. Duman gözlerimi yaşartırken tenine değmeden içime akan gözyaşımdan genzim yanıyor. Yasaklı bir aşka tavan arasında gömülü bir ölüyü andırırken bedenim, sen uyuyorsun.
Sahi ben senin uyuduğuna da şahit olmuştum. Bir dağın ortasında açan yemyeşil bir tomurcuk gibi açarken gözlerin yüreğimde başını yaslamıştın bana. Bedeninle üzerimi örtercesine uzanmıştın seni sarmaya korkan kollarımın altında. Saçlarının kokusu cenneti getirirken ben, ömrümün saniyelerini nefesinle sayıyordum. Tuhaftı, tanrının yarattığı bir varlığın yanında tanrıyı unutmuştum o an. Ama sen uyumuştun.
Doğa her gün kendi şiirini yazıyor. Satır satır akıyor bulutlar. Her yağmur damlası toprakta kendi dörtlüğünü oluşturuyor. Ölçülü olmaya itiyor insanı mısralarını oluştururken. Sonra bir nefes geliyor bilinmezden şiir kokuyor esintileri. Güneşi öyle bir parlıyorki gizli özne bırakmıyor insanın içinde. Öyle bir yapısı varki haykırdığında boşluğa kendi sesinle cevap veriyor sana
Şiirin felsefesi doğadır. Ne ekersen onu biçersin unutma. Toprağa ne verirsen hayatının ileriki sayfalarında onu okutur sana. Onu unutursan öyle bir hatırlatırki kendini, ismini heceleyemezsin. Kinci değildir ama. Herşeye rağmen bir damla sevgini görse, en güzel ve rengarenk betimlemeleri yaşatabilir sana.
Hele birde yazmaya başlarsan yaşadığını hissedersin. Toprağı toğrağa anlatmak bir sözcüğü kendisine ekmek ve emeğinle sulamaktır. En güzel meyvelerini işte o zaman tadarsın. Sen üzerine basa basa sevdiğini yazarsın o senin etrafında döner. Yeşilini anlatmaya kelimelerin gücü yetmesede o, sevgini anlayınca hayat verir sana. Gül kokusuyla bedenini kucaklayıp mavisiyle serinletir ruhunu.
Kan çiçekleriydi aslolan
Ama nar çiçekleriydi söylenen
Yeşeren dallarda açılan
İsyan edercesine çatlayan
Damla damla
Kızıl kızıl
Sokaklar karanlık
Sokaklar soğuk
Biz yerin altından sıcaklık getirmeye çalışırız
Işığı ararız karanlıklarda
Ellerimiz nasırlı
Gözlerimiz kömür karası
Pos bir bıyık hareketinden ibaretti gülümsemesi
Bir gamzesi, teninden koyu kahve gözleri
Ara sıra dumanlı
Bazen yorgun bakışları
Sahip olduğu sıfatın ötesinde baba yarısı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!