İnsan, yol bulunca, günbegün şöhret ister.
Her konduğu makamda, bitmeyen izzet ister.
Makam gider, pil biter, düşer halkın içine;
Alışkanlık gitmez de, saygı ve hörmet ister.
(18 Temmuz 2007)
..
Halikından korkmayan, ar etmezmiş mahlûktan!
Hayâ imandan gelir, yoksa iman ne yapsın!
Sığınmalı Allah’a, kötü olan her hulktan!
Ona rücu edeni, güzel ahlaklı yapsın!
Kıtsa iman şahısta, bet hareket beklenir!
Çoğu zaman o şahıs, din ardına saklanır!
..
Çok Yetkili Ağıza
Konuşma
Konuştukça
Sevgi siz eki alıyor
Saygı sız
..
H Herkesin hakkına, saygı duyarak
A Aşkını ömrünce, unutmayarak
Y Yasalar içinde, özgür kalarak
A Aile bağını, hep koruyarak
T Tertemiz yürekle, sevmek demektir…
..
Okul, çiçek bahçesi
Çocuklar da çiçektir
Öğretmenler bahçevan
Toprağı da emektir
*
Çocuğu sevmek demek
Ona emek vermektir
..
BEN
Aşkımı söylesem, yalvarsam sana,
Belki de darılır, küsersin bana.
Kaldırır başını, diker tavana,
Sen benim aşkımla, alay edersin.
..
**-** Hacı Bektaş-ı Veli **-**
Hak ile hak olmuş, gönlü hak nurundan,
Hakikat bezminden, Ali ocağından,
Şah Hüseyin cemali, Methi sırrından,
Demden gelip, deme giden, Bektaş Veli.
*
Her şey, hatta Kâbe; insandadır diyen,
..
Sevgim boynuna sarılmak, saygım öpmek istiyor elini
Medeniyetimiz aşk medeniyeti
Bir demet sevgi çiçeğimi saygı büyüyor, mutluluk oluyorum
Karşılaştığım bir ulus yüreğine bu değeri
Bodrum-Haziran 2008
..
Her meyvenin kendine has, hilkatinden kaynaklanan tadı ve kokusu vardır.
Demir tavında dövülüp, meyve olgunlaşınca gerçek tadında yenir.
Bir meyvenin aslı ekşide olsa olgunlaşmadıkça ona ham denir.
Demirde tav ateşle, meyvede tad mevsim ve güneşle, insanda güzel ahlak ve meziyetler, çile, hoşgörü, sevgi, saygı ve fedakârlık ile olgunlaşarak gerçekleşir.
..
Kökünde saygı
Gövdesi hürmet
Dalları destek
Meyvesi evlat
Gölgesi kanat olandır…
..
Bu gün ATAMIZ' IN ÖLÜM SAATİNDE AYAĞA KALKMAYIP, SAYGISIZLIK GÖSTERENLER; PADİŞAHLARINA/ŞEYHLERİNE/ŞIHLARINA/MÜDÜRLERİNE/AMİRLERİNE/PATRONLARINA YALAKALIK İÇİN ATATÜRK' E HAKARETİ, KÜFÜRÜ, SAYGISIZLIĞI İYİ BİR.OK YEMEK GİBİ SAYANLAR; ATATÜRK' ÜN İZLERİNİ YOK ETMEK VE KALLEŞÇE YALANLARLA KÜÇÜLTMEK İSTEYENLER; SİZLERE İNAT ATATÜRK ÖLMEDİ, GÖNÜLLERDE YAŞIYOR, YAŞAYACAK, YAŞATACAĞIZ! SİZ GAFİLLER, HAİNLER, NANKÖRLER, ATATÜRK OLMASAYDI ANANNIZI YUNANLI MI, ARAP MI, İTALYAN MI, FRANSIZ MI NE OLDUĞU BELİRSİZ BİRİLERİ BECERECEKTİ VE SİZ BELKİ DE BİR KAÇ SOYU SOPU BELİRSİZİN BİRDEN PİÇİ OLACAKTINIZ! BELKİ DE VE HATTA, BU TUTUM VE DAVRANIŞLARINIZA BAKARAK EMİNİM Kİ SİZİN PEK HOŞUNUZA GİDECEKTİ BU DURUM! ANCAK ÖYLELERİ BÖYLE DAVRANABİLİRLER! EŞİNİZE VE TÜRBANLI (!) BACINIZA DA SİZLERİN GÖZLERİ ÖNÜNDE/SİZLERE DE AYNI ŞEYLERİ YAPACAKLARDI! SİZLERİ ATATÜRK' ü kötü göstermek için YALANLARLA, HİLELERLE, SAHTEKARLIKLARLA KANDIRANLARI İYİCE BİR ARAŞTIRIN, ONLARIN GEÇMİŞİ DE BÖYLEDİR! ONLAR İÇİN ONUR, GURUR, SOY, SOP, DÜRÜSTLÜK, DOĞRULUK, İNSANLIK DEĞİL, O ANKİ SİZLERİ KANDIRMAKTAKİ ÇIKARI ÖNEMLİDİR BUNU UNUTMAYIN! KADINLAR, BİR KOCANIN BİLMEM KAÇINCI EŞİ, EVİNDEN DIŞARI ÇIKAMAYAN KÖLESİ OLARAK BULUNDUĞUNUZ KONUMU HAYAL BİLE EDEMEYECEKTİNİZ! KIRBAÇ/RECM CEZALARINA ÇARPTIRILARAK, İNSANLIK ONURUNUZ KALMAYACAK, ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK NEDİR BİLEMEYECEKTİNİZ! SİZİN KIZ ÇOCUKLARINIZ DA AYNI AKİBETE UĞRAYACAKLARDI! SEVDİĞİNİZİ ALAMAYACAK, SEVDİĞİNİZE VARAMAYAKTINIZ! ERKEĞİNİZİN KULU, KÖLESİ OLACAKTINIZ! MAL VARLIĞINIZ OLMAYACAKTI! TANIKLIĞINIZ BİLE GEÇMEYECEK, SİZE İNANAN OLMAYACAKTI! NANKÖR ERKEKLER VE KADINLAR, İLİM/BİLİM, SANAT NEDİR BİLEMEYECEK, İNANÇLARINIZI BU ŞEREFSİZ DİNLE KANDIRANLARIN İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAYACAKTINIZ! BU İYİ DURUMUNUZU ATATÜRK’ E BORÇLU OLDUĞUNUZU UNUTMAYINIZ! KADINI İNSAN YERİNE KOYAN/KOYDURAN ATATÜRK VE O’ NUN DEVRİMLERİDİR UNUTMAYIN! ŞUNU BİLİNİZ Kİ ATATÜRK BİR ÖLDÜ BİNLER, MİLYONLAR DOĞDU; O' nu öldüremezsiniz; ATATÜRK SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR.
SAYGI, SEVGİ İLE ANIYORUZ, HUZUR İÇİNDE YAT ATAM! ..
Başımız sağ olsun! ..
..
Yeşil gözlerinle bakmasını bilmedin
Sen hep beni yaktın yanmasını bilmedin
Sana inandım yandım yandım tutuştum
Sen hep beni yaktın yanmasını bilmedin
TAHİR SIRAL
Tüm gönül dostlarıma saygı ve sevgilerimle
..
Çalıştığım iş yeri fabrika kuran büyük bir kazan fabrikasıydı. 50’li yıllarda haliçte kurulmuş ülkenin her tarafına buhar kazanları ile birlikte tesiste kuruyordu. İnşaattan makineye kadar komple fabrika kuruyordu. Yani fabrika yapan, fabrika hüviyetinde bir iş yeriydi.
Bende bu iş yerinde başarılı bir elektrik ustası ve kazanların işletmesini üstlenen brülör’den ve katı yakıt sistemlerini iyi bilen biriydim. Bu nedenle fabrika bacası tüten her ilde bulundum. Yolum İzmir’e düştüğünde henüz yapılacak kazan dairesinde benim yapabileceğim bir iş yoktu. Arkadaşlarım kazan montajını bitirinceye kadar Alsancak stadında Altay’ın bir İstanbul takımı ile maçı vardı. İzlemek üzere gittiğim müsabakada aklıma Metin Oktay’ların Mustafa Denizli gibi daha bir çok ünlü futbolcunun buralarda yetiştiği geldi aklıma, müsabaka saha da bitmişti. Ama en ufak arsa boşluğu bulan çocukların maçları hiç bitmiyordu. İstanbul’a döner dönmez, bu işe el atmalıydım. Bir Metin Oktay’da sen bulmalısın Usta deyip kolları sıvadım. İyi kazanıyorum maaştan başka yol harçları ve fazla mesai aldığım gibi işletmeye aldığım firmaların sahipleri tarafından ödüllendiriliyordum İnsanlar kazançlarını da iyi şeyler için kullanmalıydı. Çevrelerine faydalı olmalıydı. Maça ara veren çocukların daha terleri soğumadan sigara yaktıklarını gördüğümde kafamdaki Metin Oktay bulma fikrimin yerine bu çocuklardan bir kaçını sigaradan uzak tutabilsem asıl o zaman daha iyi bir iş yapmış olacağıma inanmaya başladım. Çalıştığım fabrikanın da spor şubesi başkanı idim. Fabrikanın servis otobüsü ile antrenmana gidiyorduk. Belgrad ormanlarına.Döner dönmez önce fabrika takımı ile girilen bir turnuvada grup şampiyonu olduk. İşi biraz ciddiye alınca hedefin tutturulacağını öğrenmiş olduk. Hepimize basın geniş yer vermişti. Şampiyonluğumuzun bundan yararlanmamızın tam sırasıydı, ünlü bir gazetemizin spor yazarı arkadaşımla yaptığım röportaj da gençlere hatta en miniklere kadar eğileceğimi, bir turnuva hazırladığımızı, kayıtlara başladığımızı duyurmuştu. Yalnız kendi muhitimizden değil, Haliç’in tümünü kapsayan bir kayıt kampanyası başlatmıştık. Çocuklarda bu işe o kadar susamışlar ki formalarla oynanacak bir müsabaka onlar için rüya gibi bir şeydi.
Kayıtlar bizim boyutumuzu çoktan aşmıştı. Yalnız kendi takımıma yazılan çocuk sayısı ilk hafta seksen kişiyi geçmişti. Muhit kahvelerini dolaşarak, esnafları ziyaret ederek çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutacak böyle bir oluşuma katkı vermelerini istedim. İki takım forma siparişi verilmişti. Çocukların bedenine uygun olarak Belediye başkanımızda indirimli olarak hafta içi stadı bize verilmesi için yardımcı oluyordu. Çok ciddi hazırlıklarla üç hafta sonunda 11 -15 yaş arası150’den fazla çocuk müracaat etmişti. Seçenekler bir an önce yapılmalı idi. İki kategoride ayrıldılar. 11-13 ve 13-15 yaşları olarak minik ve yıldızlar a ayırıp juniör’ler turnuvası seçmelerine başladık. Harika çocuklar vardı. Aralarında bizim dışımızda 7 takım daha turnuvaya katılacağını bildirdi. 10 takımın katılacağı 4 takımın ödülü alacağı bir turnuvaya kurallarını belirlemeye başlamıştık. Biz iki takımla katılma kararı aldık. Bir takım daha turnuvaya katılmak istiyordu 10. Ekip eleman sıkıntısı çekiyordu. Onlarda seçmelerde umut vaat eden 6 arkadaş önerdik. Bu hem daha fazla kişinin katılımını sağlıyordu. Hem de çocukların müsabaka içinde gözlem şansı olacaktı. Bütün bu çalışmaların ilk hedefi yeni Metin Oktay’lar bulmaktı. Ama o sigara içen taze ciğerleri gördüğüm andan itibaren bütün kavgam onların kötü alışkanlıklardan kurtulması yönüne doğru kaydırıldı. Madde 1; Sigara içtiği görülen veya kanıtlanan her sporcu turnuvadan ihraç edilir.
Bütün takımların almak istediği çok kabiliyetli, çok golcü santraforu takımdan turnuvanın başlamasına 3 gün kala kadro dışı bırakmıştık.
Turnuva tertip komitesi başkanı olarak turnuvaya has lisanslar hazırlanmış belli sayılarda takımlara dağıtmıştık. 20’er adet verilen son listelerde değişikli turnuva sonunda yapılmayacaktı. Biz turnuva başlamadan en iyi oyuncumuzu kaybetmiştik. bilinçli olarak hem bütün çocuklara göz dağı vermek, hem de diğer takımların en korktuğu sporcuyu bile gözden çıkarabileceğimizi, en az 200 kişiye kanıtlamıştık. Onları da sevindirmişti. bu karar aralarında yeminler ederek bir daha içmeyeceklerini, bu turnuvada mutlaka oynamak istediklerini söylüyorlardı. İhbar edilmekten korkuyorlardı. Malzeme torbalarının altından çıkan izmaritler görülmemeye başlamıştı. İlk hedefimizi şimdilik 12’den vurmuştuk.
Turnuvanın gol kralı, centilmeni ve yardım severini ayrıca ödüllendireceğimizi 1.2.3’ye kupa diye açıklamıştık. Bu turnuvanın asıl amacının İstanbul karmasına girecek sporcuları seçmek olduğunu gazeteci arkadaşlarımızın yazması turnuvaya olan heyecanı turnuva başlamadan yükseltmişti. Turnuvaya basın kadar köklü kulüplerde ilgi göstermeye başlamıştı. Basının ilgisi sayesinde Sanlı hoca(Sarıalioğlu) , Serpil H. Tüzün, Zekeriya,A.İhsan zaman,zaman gelip müsabakaları izlemeye başladı. Ben Fenerbahçeli idim. Metin Oktay GS’li Sanlı Hoca, Beşiktaşlı bütün olanlar Türk futbolunun üst yapısı, alt yapısına geleceğine bakıyordu. Bu potansiyelin var olduğunu gördüler. Ve federasyona taşıdılar. Birinci hedefe varılmıştı. Çocuklarımız Haliç Çukurundan çıkıp o zamanki adı Dolma Bahçe stadında top oynamaya gidecektiler. Bu olay basamakları koşarak aşmaktı. İzinle futbolu oynamak isteyen çocuklar ilk defa bir bayan hakemle final oynayacaklardı. Haliç çukurundan turnuva sonrası yapılan seçmelere neredeyse 7 takımdan oyuncu seçilmişti. Alibeyköy’ün omurgası oluşmuştu yapılan takım, turnuvadan çok 200 den fazla çocuk için yapılmıştı ve seçilme telaşına girmişlerdi. Burada en çok zorlanan seçiciler arasında çocukların babaları, ağabeyleri eski futbolculardı. Turnuva bitmiş, bir şölen gibi geçmişti. Müsabakalar ve her maç çocuklar için askerlik anıları kadar uzundu. Ama bizim yolumuz daha uzundu ve henüz İstanbul şampiyonası başlayacaktı. Biz Haliç’i organize ederken Anadolu yakasında, Bakırköy’de Kadırga’da Beşiktaş’ta, Tophane’de ve Galatasaray’da turnuvada öne çıkma yarışı başlamıştı. Bizim çabalarımız doğru algılanmış İstanbul karmasının oluşması için yapılacak seçmeler yaklaşık 15-20 bin çocuk arasından, en fazla 36 kişiye geleceğin kapılarını açabilirdi. Bunlardan kaç kişi ayaklarının üstünde kalabilirdi, onu zaman gösterecekti. Çocuk psikolojisi gerçekten dünyanın en zor işidir. İlkokul öğretmenlerini daha iyi anlamaya başlıyorsunuz, ve onları kırmamak adına bir yerinizi kırmaya razı oluyorsunuz.
Hazırlık çalışmalarımızı bize destek veren ve umutlanan BJK alt yapısının fedakar hocaları, bugünün Türk Futbolunun ve gençler liginin gerçek sahipleri Sanlı Sarıalioğlu, Serpil H. Tüzün ve GS’li Salih Bulgurlu hocaları saygı ile anmak gerekiyor. İsimsiz kahramanlarda vardı bu işin içinde. Çapalı Muzaffer Garabet, Bayram, Zabıta Naci, Adnan Dinçer, İstanbul sporlu Hasan Hoca ve Ayhan Yarkın, Birol Hoca gibi aradan 28- 30 yıl sonra Türk futbolu için çok büyük başarılar elde etmiş isimsiz kahramanlar vardı. Bugün Çırağan sarayının olduğu semtte BJK’nin şeref stadı vardı. Karşılıklı hazırlık çalışmaları yaptık BJK ile.
..
Murtaza Gardaş'a
Murtaza gardaş, laf etme TÜRBAN'a TÜRBANLI'ya.
Tahammülüm yoktur örtü ve TÜRBAN düşmanına.
Galbini gırmak, gönlünü yıkmak istemem senin,
Sen de saygı duymalısın; TÜRBAN'a, TÜRBANLI'ya...
..
Saygı duyar her mü’min, gerçekleri kim dese;
Zira hikmet, o kulun, yitik olan malıdır!
Asla tasvip edemez, biri kalkıp halt yese;
Çünkü o tür davranış; bir gafillik halidir!
..
Ne olur bizleri affeyle yarabbi!
sana karşı mahçubuz ve de laubali,çünkü;
Amirimize,patronumuza ceket ilikledik,saygı duyduk,
sana amellerimizle karşı durduk.
Alemlerin patronu olduğunu unuttuk.
AFFEYLE..!
..
Hani demem oydu ki!
Benim seni sevdiğim gibi;
Senin de beni sevmen gerekmezdi.
Büyük sevgime birazcik saygı duysan,
Böyle ağır yaralamasan yeterdi..
13:41 02.04.2015
..
Bir kez hayatımızdan sildiklerimizi;
geri dönüşüm kutusunda incelersek
İkinci yüzlerini görürüz.
Bu da; tüm yaşam enerjimizi alır.
yüreğimizin kararına saygı duyalım.
13:20 18.02.2017
..
Yer gök deniz oldu gönül gözümde
Sevgi,saygı,tevazu var özümde
Semah döndüm,insan kamil yüzümde
Aradım buldum işte sevgi, insan
03 ağustos 2012
..
AŞK=sizce nedir görüpte kalp sızlatan acı gözyaşların bir damla mı
AŞK=ilede bedene dokunmakmıdır birinı gorunce dizlerını bağı çözulmekmidır.
AŞK=bir kadını keşif edilmeye gizemli halimi.
AŞK=pırlanta yüzük almakmıdır sevgiliye.
AŞK=bence sevene değer veren uzak olsa saygı duyanmıdır
..