Zor atıyorum kendimi,hayallerimin özğür olduğu o dört duvar arasına...
Sanki bir sihir var penceremin camında,insanları maskesiz gösteren.
Yada benim gözlerim daha net görüyo bu odada.
Örülmuş tuğlalar içinde hapis kalmış bir beden değil bendeki,saydam benim duvarlarım.
Uçsuz bucaksız bi şehir sığdırdım.
Ağaçlarım,kuşlarım,denizlerim,bulutlarım var benim kimsenin dokunup kirletemediği.
Zehirli duman gibi sarmış kötü düşünceler insanlığı,tehlikeli virüs yayılmış sanki sağdan soldan toplanıyo vicdan cesetleri.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.