Necip Fazıl Kısakürek - Savunmalar 3 (Sü ...

Necip Fazıl Kısakürek
339

ŞİİR


3231

TAKİPÇİ

Latinlerin (Ekuitas) , Fransızların (Ekite) , Türklerin de Hakkâniyet dediği ulvî ölçüden, şimdi bize tayini gereken cezayı isteyeceğiz.' Bu zamana kadar üzerinde gezindiğimiz girift ve muğdil mânalar, Hakimin işte bu hakkaniyet ölçüsüne göre üstünde oturduğu büyük ve şâmil selahiyet, her sahayı toplayıcı geniş takdir ve idrâk makamının icabına göre ayarlanmıştır. Medeni kanunun 4'üncü maddesi, hakime 'hakkaniyetle hükmedeceksin' onu birbirine mücavir sebepler ve manalarla ihtilata sevketmiş, bütün bunlardan süzülecek müstakil bir vicdan temsil etmiye memur kılmış, böylece hakime bütün sadet ve mevzuları içine alan büyük ve ana mevzu, münhasır ve mücerret idrak ve takdir sadedi hakkını vermiştir.
Şimdi biz bu haktan ne istemeliyiz? ... Eğer kanunlara göre, ceza hakiminin rolü, sadece suçun olup olmadığını tesbitten ibaret olmasaydı da, emme - basma tulumbalar gibi, hakim, hem suçun mevcut olup olmadığına, hem de suçsuzun hangi mükafata ehil olduğunu hükmetmek mevkiinde bulunsaydı, isteyeceğimiz beraatimiz değil, Sümerbank'ın 'berayı ıslah' elimize tevdii olurdu.




Pek Muhterem Hakim;

Tamamını Oku