İçim okyanus kaynar, içim usulca kanımı kaynar
Ben en çok bakışlarında eğerim başımı
İçimden susuz bir göçebe sana bakar
Avuçlarımda yaralı kuşlar taşımayı senden öğrenmiş-tim
Tam sana dokunacakken, omzuna yüzümü dayamak
bir yaraya kabuk olmayı kabullenmek gibiydi
Ayaklarının altında o son sığınak olmak
Acılarına veliaht olmak
Narin bir sesin var ruhuma ikamet eden
Büyük bir çocukluktu seni sevmek
Delilikti, delikanlıcaydı, cesaret işiydi
El değmemiş yalnızlığımızı değiş tokuş etmekti
Sana kanayan dizlerimi sundum ve tabi bileklerimi
Gözlerin çocuksuydu, ağzımda getirdiğim
kar suyunu kalbine döktüm
ve ben bu savruluşta bütün günahlarımdan
ince ince sökülüp senin oldum.
Senin mahşer atlısı dudaklarına sokuldum, üşüyor-dum.
Ben zaten kendimi sahte aşklarda müthiş
intiharlarla yaraladım.
Koştum sürekli bir hüzünden ötekine sekerek
sana doğru koştum
Düşleyerek geçtim gülün ağzından
Kor közde damarlarımı süsleyen o bakış
Bakışlarının uslanmaz hiddeti, o zindan,
o duyulmayacak haykırış, o son yanış
Gülümsemenden ayıkladığım hüsran ve tesadüfi sara-rış
Gözlerinden yüreğime giden gizli geçitte kaybolmuş-tum
Ruhuna açılan dudak bukleleri, ellerimde yüreğim
aşkı sana taşımakta, seni yüzümde taşımakta…
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 13:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!