SAVCI BEY!
Yirmi yedi yıl oldu tam, bu kadın gideli.
Gider gitmez Berlin'i mesken tutmuş, Savcı Bey.
Böyle mi olmalıydı bu gelişin bedeli?
Yüreğinden maziyi söküp atmış, Savcı Bey.
Geçen gün postacı bir mektup verdi elime,
"Neden cevap vermezsin?" diye yazmış telime.
Soruyormuş halamın kızı tombul Selin'e;
Kızın ne suçu var ki, kıza çatmış Savcı Bey!
Mahkemeye vermiş de, sanki nikâhlı karım!
Sayın Başkanım, bu hâl gülünecek bir durum.
Yirmi yedi yıl nerede, nerede benim sorum?
Vallahi de akıldan biraz kıtmış, Savcı Bey.
Kendisi kaybettirdi, inan, kendi izini.
Çeyrek asır geçti, ilk defa gördüm yüzünü.
İftira, sözde, benim ile açmış gözünü.
Sorun: Kaç yürek yakıp da dağlatmış, Savcı Bey?
Yemin olsun, üçüncü eşinden de boşanmış.
"Evliliklerim kısa süre yaşanmış," diyor.
Tekrar evlenecekmiş de, giyinip kuşanmış.
Yaşantısını böyle harap etmiş, Savcı Bey.
Giderken Gayretli'ye döktürdü gözden yaşı.
Gelir gelmez de zehir etti ekmeği, aşı.
Kafayı vuracağım, bulsam büyük bir taşı.
O tanıdığım değil, hepten gitmiş, Savcı Bey.
İzzet GAYRETLİ
T.R. 11.03.2021
Kayıt Tarihi : 24.11.2025 19:52:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!