İsmail Hakkı TONGUÇ ve Hasan Ali YÜCEL
Ulusal eğitimde DEVRİM yapan iki el,
Öyle ÖZGÜN bir düzen koydular ki ortaya
Parmak ısırttı dünyaya bu model:
Toplumsal kalkınmanın ilk hedefi KÖYlerdi,
Yoksulluk ve cehalet idi köylünün derdi;
Toprak ağalarına köle olmamak için
ÜRETMEyi belleten ÖĞRETMENler isterdi.
Köyünü ve köylüyü iyi bilen çocuklar
Okuyup eğitilip öğretmen olmalıydı,
Sonra da bu bilgili ve becerikli gençler
Köye dönüp okulda öğretmenlik yaparken
Köyün sorunlarına çözümler bulmalıydı...
Bu hedefe yönelik ENSTİTÜler
Ekonomik açıdan en uygun bölgelerde
GÖNÜLLÜ İMECEyle yükseldi birer birer...
***
DEVRİM OCAĞI olan bu KÖY ENSTİTÜLERİnden
Unutulmaz biriydin sen SAVAŞTEPE'M,
Yüreğime sığmıyor sana duyduğum özlem;
KURUCU MÜDÜRün SITKI AKKAY'ı
Tanıma onuruna eremediğim,
Nasırlı eline el, omzuna omuz veremediğim,
Enstitü yapılarının temeline bir küreklik bile
Devrim harcı koyamadığım için
Nası hayıflanırım, bilemezsin! ..
***
"Bin dokuz yüz elli yedi" yılında
Utangaç bir çocuktum SAVAŞTEPE yolunda;
İLKÖĞRETMEN OKULUnda okudu bizim kuşak,
Tadamadık sendeki bilimsel özgürlüğü,
Yoksun kaldık ÜRETKEN, DEVRİMCİ eğitimden! ..
Gene de solumaya çalışırdık havanı
TARIM derslerimizde toprağını bellerken;
Almaya çalışırdık emeğin doyulmaz tadını
Ağaçtaki elmadan, asmadaki üzümden...
ENSTİTÜ'de sanırdık kendimizi
SABAH SPORU yapıp HALAY çekerken...
Biraz hüzünlü olurdu çarşı dönüşleri,
Yüzlerce metreden görüp gözümüzdeki kederi
Önce yüzümüzü, sonra içimizi serinletir,
Enstitü'nün devrimci gücünü yüklerdi yüreğimize
Girişteki KAVAK ÇEŞMESİ...
***
Kimi zaman müzik öğretmenleri tarafından
MANDOLİNlerimize yüklenmiş olan
Şarkılarda, türkülerde arardık seni:
Binip mandolinlerin duyarlı tellerine
Düşerdik "Dimetoka Yolları"na;
El sallayan "Dimetoka Kızları"nı görünce
Notaları şaşırır, kızarıp bozarırdık!
Sonra da ATA'mızın gençlik anılarıyla dolu
"Manastır'ın Ortası"na varırdık:
"Manastır'ın ortasında var bir havuz..."
O havuzun başında
Uçup giderdi bütün yorgunluğumuz...
***
"Lalelik Tepesi"nden kalkan bir kartal gibi
Dünyaya yukardan bakan "ŞEHİTLER ANITI"n
Yaşatır bağrında MEÇHUL ASKERi;
O asker ki hiç leke sürdürmedi alnına,
Kanıyla yıkadı düşmanın bastığı yeri!
TÜRKİYE'me göz diken "Küresel Tilkiler"e
Bakın nasıl ders veriyor o şehit:
"Bomba yağsa göklerden göğsümüzde sönecek,
Bütün dünya yıkılsa TÜRK DÜNYASI dönecek."
***
ÇINARALTI sendeki güzelliğin simgesi,
Hem serin bir sığınak hem dersliktir gölgesi;
Gün oldu ana gibi bağrına bastı bizi,
Günü geldi gürledi kızgın bir baba gibi!
Çalışmadığımız yerden vurduğunda öğretmen,
Çok geciktiği zaman beklediğimiz mektup
Koşarak burnumuzu çeke çeke
Atardık kendimizi ULU ÇINARIMIZın gölgesine;
Göstermeyelim diye gözümüzün yaşını
Yüzükoyun uzanırdık çimlere...
Bir hüzün çökerdi birden ortama;
Şımarık serçelerin yaygarası kesilir,
Alçaltırdı sesini Çınaraltı Çeşmesi;
Karışınca çeşmenin şırıldayan sesine
Saçımızı usulca öpen yelin nefesi
Oluşurdu pastoral bir ninninin bestesi! ..
**
KÖY ENSTİTÜLERİnden yoksun bir Türkiye'nin
Çağdaşlık dünyasında adı yok SAVAŞTEPE'M,
Sensiz bir eğitimin tadı yok SAVAŞTEPE'M;
Gördükçe köylümüzün acıklı durumunu
İçimize oturuyor yokluğun;
Bakan göze görünüyor açıkça
Kalkınmanın anahtarı olduğun...
Yüreğimizde yatan mucizevi tohumun
Filizlenecek bir gün, lamı cimi yok bunun! ..
26 / 04 / 2016
Niyazi ÇetinKayıt Tarihi : 22.5.2016 23:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Niyazi Çetin](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/05/22/savastepe-koy-enstitusu-ne-ozlem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!