Savaşlar (Şiir)
Film izler gibi
seyrediliyor savaşlar.
Ortadoğu’da kan döken bombalar
Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da, İsrail’de….
kan döken bombalar, şarapneller, füzeler
uzanılarak izleniyor koltuklarda.
bir elde kahve,
cigara diğer elde;
sinema gösteriliyor sanki beyaz camda.
Hızla yükselip alçalan jetlerin
duyuluyor, televizyonlarda kulak yırtan sesleri ve
görülüyor çıplak gözle yere bırakılan ölüm tohumları.
yok ediyor bu tohumlar düştüğü yerdeki canlıları.
Ve bulutlar yükseliyor, gökyüzüne
aydınlatıyor alevler, gecenin karanlığını.
bu alevler, ısıtan, aydınlatan değil;
yakan, toptan yok eden bombaların alevleri.
yüzlercesi iniyor Ortadoğu halklarının üzerine
öldüren füzeler, yağmur gibi akan mermiler.
Parçalanıyor, savruluyor sağa sola bedenler.
korku içinde sağ kalanlar.
Sokulmuşlar çocuklar annelerinin bedenlerine.
izliyorlar füzelerin nereye düşeceğini.
Hele bir bakın gökyüzüne,
Belli belirsiz uçuşan cisimlere.
semada uçuşan ve bilinmeyen cisimlerden değil;
uçuyorlar kuşlar gibi.
insan taşımıyorlar bunlar.
yağdırıyorlar bombaları şehirlerin;
evlerin, bitkilerin ve hayvanların
ve insanların
ve kısacası varolan her şeyin üstüne.
Ve Bağdat'a, Musul'a, Kerkük'e,Kana’ya, Beyrut’a ve daha nice yerlere;
işgal altında Lübnan, Irak, Afganistan toprakları;
demokrasi getireceğim diyenler tarafından.
Ey insanlar yanıyor Bağdat;
Musul yanıyor.
Beyrut, Kana, Kabil yanıyor.
yanıyor insanlık.
değerler yanıyor.
Neredesiniz ey insanlar!
Neredesiniz aydınlar,
düşünürler, teknikerler neredesiniz!
7000 yıllık Mezopotamya;
uygarlığın merkezi ve
İnsanlığın insanlaştığı o tarihi kentler;
ateş içerisinde.
yok ediliyor, O büyük insanlık kalıntıları.
Ey insanlar! ; bulutlar yükseliyor Bağdat üzerinde;
bu bulutlar yağmur bulutları değil;
ölüm tarlasının bulutları;
Bulutlar yükseliyor Beyrut üstünde;
Bunlar buhar, sis değil;
Füze ve bomba bulutları bunlar.
yağmur yağdırmaz, bereket sunmaz bunlar.
Üreten, Yaratan, temizleyen,
oksijen sunan bulutlardan değil;
Nefes aldırmayan;
Karbondioksit,
Sülfür asit,
siyanür,
arsenik ve zehir taşıyan bulutlar bunlar.
Radyasyon bulunduruyor bu bulutlar.
kimileri parça tesirli, boğucu kimileri.
öldürüyor bunlar değdiği yeri.
Bir kız çocuğu, cansız bedeniyle
haykırıyor dünyaya,
körelmiş doyumsuz beyinlere,
daha yaşına bile girmemiş
daha saç bile örmemiş
daha dünyayı görmemiş
daha anne, baba bile diyememiş
bir kız çocuğu
cansız bedeniyle
insanlara, insan olanlara sesleniyor.
Ey gözü dönmüş, doyumsuzlar,
ne istediniz bu küçücük yavrudan;
yok mu sizin çocuklarınız?
Bu dünyayı yaşanmaz kılmaya
var mı hakkınız?
Görünce o masum, o temiz,
o saf ve o korku dolu gözleri
o cansız ve boşlukta sallanan elleri
utandım insanlığımdan.
Ama bu dünyayı utanmazlar yönetiyor.
Onlar karar veriyorlar geleceğimize;
Biz onlar için öldürüyoruz birbirimizi…
yazık! , yazık! , yazık! ….?
Ey insanlar neredesiniz;
akıl mı? Yitirildi toptan.
nerede ortak akıl,
var edilemez mi? insanlığın değerleri ödünsüzce?
şakaya gelir yanı yok.
toptan yok oluşa doğru gidiyor bu dünya.
Kendine gel insanlık.
ulaş gerçeğe.
Tanı seni ve dünyayı yok etmek isteyen;
o doyumsuz,
o canavar,
o can alıcı kuşu.
ey insanlık düşün ve kendine gel.
o yok etmeden bizi;
biz kaldıralım onun varlığını,
kovalım dünyamızdan o ejderahı, o uğursuzu.
O yok ediciyi.
Var edelim güzelliği,
barışı,
dostluğu,
güveni,
sevgiyi
ve bolluk,
ve bereketi.
sunalım insanlığa gönenci.
yaratalım ellerimizle varsıllığı.
Ve yaşanılır kılalım dünyayı.
Kovalım insanlığın başından savaşları,
haksızlıkları ve
yoksulluğu
ve açlığı.
Yaşayalım sonsuzca sevgiyi,
en temel değer yapalım paylaşmayı.
Yitirmeyelim umutlarımızı.
ve çalmasın hiçbir güç geleceğimizi.
Dünyaya egemen olmak
ve Petrolü kontrol etmek
ve sahip olmak için enerjiye
yaratılır bu savaşlar.
Bu savaş
Gözü dönmüş, midesi dolu
ve beyni açların doyumsuzluğundandır.
kendi bencilliklerini,
kendi kazançlarını artırmak istemelerindeddir
bu bebelerin
bu çocukların,
bu kadınların,
bu gençlerin
bu insanların öldürülmesi.
Unutma insanlık;
ortak akıl ve
bilinçten geçer, gerçek kurtuluş.
Düşün kendini bul.
Birleştir gücünü.
Yoksa tehlikede tümden geleceğimiz.
Öğren ve bilinçlen artık!
Şakası yok bu işin;
sonu felakettir bu gidişin.
Ey insanlar neredesiniz!
Değiştirilmiş son hali.
Süleyman Zaman
03.08.2006
Kayıt Tarihi : 3.8.2006 15:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bugün ortadoğuda bir savaş yaşanmaktadır. Aslında bu tam bir savaş ta sayılmaz. Çünkü güçler denegeli değil. ABD'nin ve İsrail'in Ortadouğ'yu işgali sözkounu. Kendi topraklarına sahip çıkmaya çalışan insanlar da bu işgale direniyorlar. Gerçek olan budur. Ama ne olursa olsun, bu durumda bir çok insan ölmekte, bir çok masum insan telef olmakta, daha yaşamlarının ilk döneminde kör kurşunlara, şarapnel parçalarına hedef olup ölmektedirler. Bu insanın hiçte çağdaş ve uygar olmadığını kanıtlayan ve evrenin en tehlikeli yaratığının insan olduğu gerçeğini kanıtlayan en önemli göstergedir. Dünyayı egemenlğine almaya ve Petrolü kontrol ederek enerji kaynaklarını kendi tekeline almaya çalışan güçlerin bir oyunudur bu. Bunun başka bir açıklaması inandırıcı olamaz. Bu şiirim bu olay üzerine kurulmuştur.
![Süleyman Zaman](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/03/savaslar-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!