Savaşın Kıyısında Bekleyenler Şiiri - Yo ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Savaşın telafisi mümkün olmayan yıkımlara neden olduğu vahşetten daha ahlaksız bir tavır varsa o da insanları sürekli baskı altında tutan savaş tedirginliğini yaratan alçak zihniyettir. Zehrini saklayan bitkiler gibi dokunduğu bütün varlıkların hücrelerine nüfuz eder. İnsan öylesine anlamsız bir dönüşüm yaşar ki, zaman içinde bedenini, hislerini kemiren savaşın kendisini sinsice tüketmesini seyre dalar.

Dünyanın kısa ve basit tarihi, insanlığın farklı sebeplerle barıştan ziyade savaşın yanında durduğunu söyler bize. Asırlardır, tarihçiler, filozoflar, yazarlar, ozanlar insanı her manada yoksullaştıran bu “canavar” üzerine konuştu, anlattı, yazdı, ağıtlar yaktı. Hemen herkesin yaşadığı çağda tanık olduğu, olmasa bile sezgileriyle içselleştirdiği savaşın bir de görünmeyen veçhesi var. Beni endişelendiren, acıtan daha ziyade o puslu yüzü aslında.

Bazı yazarlar savaşı, tanık olduklarını birebir anlatır, bazıları da edebiyatın diline tercüme etmek için hadiseleri biraz renklendirir. Juilen Gracq, bu anlamda rahatlıkla tasnif edilemeyecek bir yazardır. Uzun ve ayrıntılı tasvirleri, sonu görünmeyen berrak dereler misali akan şıkırtılı cümleleri, benzersiz bir okuma hazzı vadeden şiirsel diliyle olup biteni değil, savaşın insanı usulca çürüten yanını gösterir okura. Epey zahmetlidir onu okumak, romanlarının zamanın oburluğuna yenilen tatminsiz bir çılgınlıkla tüketilmesine izin vermez çünkü. Kısacık bir ânın içinde genişleyen yüreğin ürkek atışlarını, fırtınayı bekleyen bir hayvanın yüz ifadesini, savaşın kıyısındaki bir askerin hayatın önünde diz çöküşünü anlatmak için seçtiği sözcüklerin uyumunu hisseden okur, o iklimden kolayına uzaklaşamaz. Savaşı estetize etmez Gracq. O, geçtiğimiz yüzyılda hiçbir yazarın cesaret edemediği mesafeli bir özenle edebiyatını ölümsüz kıldı. Üstelik samimi huysuzluğundan, has edebiyatı zenginleştiren ölçülerden, dilden hiç ödün vermeden gerçekleştirdi bu “sessiz devrimi”.

Sirte Kıyısı’nın yazarı Gracq, başta Goncourt olmak üzere önemli edebiyat ödüllerin reddetti. İmza günlerine, biyografisinin yazılmasına, televizyon programlarına çıkmaya 97 yaşında ölene dek itiraz etti. Onun, dili kurguya feda eden çağdaşlarını gördükçe büsbütün karamsarlığa kapılmasını anlıyorum ve buna rağmen münzevi duruşunun ardına sakladığı yazar kibriyle, edebiyatının gücüyle hissettirdiği umudu önemsiyorum.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta