Bakma öyle çaresizce be çoçuk.
Susma!..konuş birşeyler de ne olur.
Bilinmeze çıktığım bu yolculuk,
Senin mahsun gözlerinde son bulur.
Sen yürürsün hüzün gelir arkandan.
Yüreğin tedirgin, durduğun zaman.
Umudunu bağladığın uçurtman.
Zaman mekan arasında savrulur.
Cennetin gülünü kefene sarma.
Öfkene kapılıp, hırsını yorma.
Hıçkır, hıçkır amma sakın ağlama.
Yoksa ümmet gözyaşında boğulur.
Senin coğrafyanı kuşatmış ürkü,
Karanlığı teslim almıştır korku.
Sırtında nedensiz savaşın yükü.
Koşarken bastığın toprak yorulur.
Kirlenen bedenin değil, zamandır.
Yüreğin yaralı, şakağın kandır.
Senin oyuncağın taşla sapandır.
Suç sayılır, hayellerin vurulur.
Azrail'le pençeleşiyorken can,
Yinede merhamet kokuyor duan.
Ellerin semaya yöneldiği an,
Ay yüzünü döner, güneş tutulur.
Hakka sağır kulak feryadı duymaz.
Bu çığlıklar vicdanları uyutmaz.
Okyanuslar yangınını soğutmaz,
Firyakınla kum dağları kavrulur.
Sen gaipten gelen kutlu muştusun.
Çakmak gözlerinde zulüm tutuşsun.
Kıvılcımla karanlığı vurursun.
Şafak söker, elbet hesap sorulur.
Şiir tadında kalın
Uğur KARAKAYACI
Kayıt Tarihi : 21.9.2021 18:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!