Bir gün senin de yaşlar dolacak gözlerine,
Eski bir şarkıda,
Onu anımsayacaksın istemesen de.
Yeşil gözlerin kıpkırmızı olacak,
Yaşlar süzülecek o gül yanaklarından.
Delicesine bir yangın başlayacak yüreğinde,
Seni gördüm aklım gitti,
Benim derdim sensin gülüm.
Bakışların deli etti,
Benim derdim sensin gülüm.
Ne o cilve,o naz öyle,
Hastaysan,
Hele, ağrın acın çoksa,
Sabah olmak bilmez.
Mapustaysan,
Çıkmana da daha çok varsa,
Dişçinin koltuğuna oturduğu an,
Yılların geçtiğini anlıyor insan.
Buruk bir acı kaplıyor gönlünü,
Canlandırıyor gözünün önünde,
Dişlerinin çıktığı ilk günü.
İnsanı,yıllarca geriye götürüyor bir diş,
Geceler güzeldir benim memleketimde,
Alınteri fışkırır gecenin karanlığından.
Ekmek dalgası,
Bilmem kaç metre yerin dibinde,
Kazma sallıyor maden işçileri,
(Sevgili Mustafa Topçu'ya Armağan )
Bu yollar,bu ağaçlar,
Böyle toz içinde kalmazdı eskiden.
Simsiyah kömür tozları kaplamazdı
Gömleğimin yakasını hemen.
Bir haftadan fazla giyerdim,tertemiz...
Seni benden aldı diye,
Eylülleri sevmiyorum.
Mutluluğum çaldı diye,
Eylülleri sevmiyorum.
Veda bile edemedik,
Bir özlem ki barış,
Yükseklerde uçan bir kuş...
Peşinde tüm insanlar,
Tutmak için seferber olmuş.
Yüzyıllardır aynı türkü dillerinde,
Tutmuş arkamdan ağlıyormuşsun,
Ben, o defteri çoktan kapattım.
Eşe dosta hep soruyormuşsun,
Ben, o defteri çoktan kapattım.
Sen, değil misin terk edip giden?
.Ne kapılar çaldı bu gönül,
Hiçbirini açan olmadı.
Mecnun gibi dolaştı durdu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!