Yağmur çiseliyor ince ince
her yanımızı sarmış aşk bulutları
görüş mesafemizse aşka kadar
pencerem hafif aralık
sol yanımı yağmur damlaları üşütürken
sevgi dokunuşunsa sağ yanıma ısıtıyordu
Her sonbahar gelişinde,
yaprağın ağacından gittiği gibi
giderim
her mevsim dönüşünde,
kuşların sıcağı için geldikleri diyarı terk edişleri gibi
giderim
Söylediğin son sözde değil,
ilk söylediklerinde seni anlamak isterdim
son sözümü ilk sözüm olarak değil,
zamanı geldiğinde söylemiş olmak isterdim
senin davranışlarına ayar çekmek değil,
öfkemi kontrol edebilmek isterdim
Akşamın ayazı yüzüme tokat olup çarparken,
parmaklarımın donmasına rağmen,
koşar adım sana gelmek istiyorum
cebimde bir dolmuşluk ve simitlik param kalmışken,
bir demet kır çiçeği alıp kapının önüne bırakıp
kaçmak ve yok olmak istiyorum
Karşında tutukluk yaşayarak konuşuyorsam
varlığının bendeki değerine değer biçemiyorsam
sana bendeki seni anlatırken
kelimeleri bir zincir haline getiremiyorsam
avuçlarım terliyorsa eğer
ve attığım adımların ritmini kaçırıyorsam
Sana yalan söylemediğime
sadece kulaklarınla duyduğuna
inanabilmek istiyorsun
gözüme başka göz değmediğini
gözlerimde vazgeçilmez sevgini
görebilmek istiyorsun
Var mı daha güzeli?
gıdığı en ekşisi
gazı çıktıysa eğer
hayat boşmuş
yalanmış dersin gerisi
çıkardığı ilk sesi
Bir yıl bir gün geride kaldı
Saatler geriye akmaz bilirim
Dünü sorarsan mazide kaldı
Geçmişe mazi sözü bilirim.
Bir umut bir söz elimde kaldı
Sen merdiven basamaklarını
hızlı hızlı çıkarken
ağlamaklı bir ifadeyle
arkandan bakmayacağım
kaç basamak yukarılarda olduğunu
asla ama asla umursamayıp
Düz taranmışı ayrı güzel
lüle lüle duruşu bir başka
dağıldığında bile,
sana yakışan ve sende özel
her sabah ve akşam
ömrüme sığmaz diyerek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!