Ne duruyorsun lan
Bıraksana! Bıraksana dizginlerini atların
Vursana kırbacını kinin
Daha söndürsene karanlığın mumlarını
Tükürsene ciğerlerindeki kanseri
Gizlemek,boğulmak ne
Kasım yağmurlarıyla evlerin çatısından
İçime damlayan aşk nağmeleri…
Kalbimin ıssızlığına gömülmüş aynaların miracını bulupta;
Tırmanırsa mahşeri yalnızlığıma
Gülümsemelerinin gizemindeki virane yangınlarında ısınan;
Eşkıya hıçkırıklarıma yaslanan…
Gece kuşları gibi gündüzün sönmesini bekliyorum
Dizlerimde asırlık yolların yorgunluğu var
Atının sağrısından kan emen gençlerin kurduğu
İmparatorluklar gibi heyecan yüklüyüm
Dizginlenmez çağlar atlıyorum her nefeste
Sonra balkonlarda unutulmuş iç çamaşırları gibi
İnsanlığın sustuğu şehirde
Bir çift gözle yontulan çileli yokuşların,
Havluları kurutan, köşe başlarında berber makaslarıyla
Dertleştim.
Ama sen liman evlerinin arkasında bir perdesin,
Camların silik gölgesinde siperdesin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!