Her mevsim aynı hazan
Yüreğim çöl iklimi
Fırtına kopar bazan
Islatır gözlerimi
Bir akşam kapına gelsem ansızın
Beni içeriye alacak mısın?
Baksam gözlerine konuşmaksızın
Sende gözlerimde kalacakmısın?
Elimde bir çiçek yüreğimde sen
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Bir Tekbir duydumki inletti arşı
Sırtında mermiyle Seyyitonbaşı
Gemileri yıkıp aldı savaşı
Her bir tarafında şehit naaşı
Boyları ufacık onbeştir yaşı
Ne geçmiş, ne gelecek, ne hayat, ne de ölüm
Suya dökülüp gider harcadığım emekler
Belki de uçuruma götürmektedir yolum
Belki de ileride beni bir pusu bekler
Bilemeden sonumu sessiz sessiz yürüdüm
Anlatayım seni senin dilinden
Hoş gör kusurumu dinle Erzurum
Bade içti nice derviş elinden
Anıldın her yerde şanla Erzurum
Nene Hatun senin için şahlandı
Biz ne Amerikan nede İngiliz uşağıyız
Biz ne pkk’ dan nede Ermeni’den aşağıyız
Biz bu dünyanın ezelden beri yanan
Ve ebede kadar yanacak olan en güçlü ışığıyız
Hasret biter aşkın başlar
Dertler yüreğimde kışlar
Duyduğun tüm haykırışlar
Senin için biliyorsun
Uzattım tut ellerimi
Güneş nemize bizim
Ömür yerin altında
Ekmeğimiz di bizim
Kömür yerin altında
Bilmedik bu ekmeğin
Her anımda senin hayalin saklı
Seviyorum demek sanki yasaklı
Ne dersin bitanem artık seninle
Aşkımızı burda noktalasak mı?
Canım Peygamberim benim
Örnektir O her konuda
Merhamette cömertlikte
Evindeki yemeğini
Rahatlıkla paylaşmıştır
Taki kendi aç yatmıştır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!