Kull, Crom adına! ! İblis yılan tanrı Seth, yerler zangırdıyor yaşlılığa doğru götüren zamanın içindeki aşındırıcı çark hormonların beslemesi hareket eden adelelerin gücüyle sana doğru! Öyle ki, her şey göründüğü gibi, olduğu haliyle –bu, bulunduğum, büyünün sahtesinden uzak mevkide.
Dur, bekle. Senin içinde asıl bir sen var ki bu aykırı, ve seni senden özgül bırakacağım! !
Prangalar adına terlemeyi sevmem, ama hayatta hep terledim.ah Senin için! ! …
Oysa soğuk olsa kazak giymek kolaydır, sıcak olunca ise deriyi soyamıyoruz.
Yılbaşı çamındaki sihirli alaşım, doğal …
-
İçerde bi saunada uyandı adam.
Kimsecikler yoktu çevrede.
Serice yürüyerek katetmiş olmalı,
karanlık taş koridorlardı gittiği sanırım.
Nerden bulduysa çıkışı;
ulaştığında,
üç gölge vardı
ardlarından,
Avrupa meşe ormanlarından gibi
loş gün ışığı vurdurtan
yarım açık kapıdan
-perisel.
İnce,
seyrek
ve ama sıkı fıkı.
Hissetmiş olmalı:
fırsat vermeden dönmelerine ya da tam döndüğünde
kapı önündeki üçlü güruhtan
kadın olan,
vurdu hançeri göğsüne.
Farkına vardıklarında,
neredeyse
tam vahşileşmeye başlıyorlardı.
İkincide biraz sarsıldı.
Hasta kafalı
yaşlı kadın
üçüncü darbede artık yere devrildi
herhalde
çünkü adamın yeterince direkt bir bakışı için,
önünde sadece kara boşluk var
şimdi
-havadan olmalı.
Sonra öndeki yaşlı adamı hançerledi.
Cinsiyeti ile yaşı berrak hatırlanmayan
sair üçüncü kişi
de aldı nasibini.
İnsan değil üçü de tutsak avcısı gibi.
Yaratık da değil ki.
Yaşayan, nefes alan değil;
varlığıyla yokluğu tekil hortlaklar
-gölgeleri kendilerine ışık …
Halbuki bilseler öngörüde,
bazıları bazılarıdır her zaman.
Yaratığa bile şefkatle davranmazlar,
o kişiler,
şu ‘koridorlardan ilerleyen’ mesela yani.
İçinden geleni yansıtırlar,
dürüstçe.
Ama bilemezlerdi de bunu;
bilemezdi,
özgürlüğe set çekmiş şu aznavur bekçileri;
sırf bu sebeple, suçlamaya gerek de yok onları:
hayatla kanıksatmışlar hörgüçlerini
-akılsız,
dikkati sayan hafife,
boşlamışlar lakayt hayatı …
Arasında o,
göğü mü onların kendileri mi
yoksa kara olduğu anlaşılmayan
cılız ve kuru görünümlü ağaçların;
Kaçtı adam dışarı
o hapishane gibi evden...
Başkaları da olabilir
ise;
gelmeli gene mevkiye geri,
donanımlı.
Kurtarmalı da o
‘muhteviyatı ayna gerisinde
sanduka derisi diğerleri’ni.
Karapkara,
bir çıt çıkar
ve sonra sadece bekle
kar topu etkisi hareketimi ki yuva®lanarak
-üfleyen çığ fiskos
Alpin;
gökyüzünde, dönen okyanus devasa! ! ! ...
‘Ussal mısın ha halsel’ bir de,
ha hah ha (!)
YaRaSa!
Kan/a/ma! ! !
sessizlik ile uydurulanı onun
hiç aynı şey değildir bazenleri! !
kanama kaa lajerama;
ruh yiyici büyücülere karşı jandarma.
Kayıt Tarihi : 3.7.2007 18:24:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şekil olarak orjinali cic.blogcu'da var. tekrar merhaba - 5-10 dk. köşe kıyıya kıvrılma derin dalmasında görülmüs ilginç bi rüya üzerine açıklama: kanama kaa lajerama: conan da 'yılan adamlar' olarak bilinen ve insan kılığına da giren yaratıkların gerçek cisimlerinin ortaya çıkması için yüksek sesle söylenmesi gereken tılsım bozucu cümle. gerçek hayatta işe yaramıyor, yılanlar hep insan görünümünde kalıyorlar. tısssssss sadece soyleyememekle kalmazlar, hic hoslanmazlar, bkz kral kull, ve conan. karsiniza her an bir yilan adam cikmasi ihtimlaine karsi aklinizda bulunmasi gereken cumle orijini kulla vedahi atlantis e dayanir der robert e howard 'şunu bilin ki prensim, kabaran okyanusların atlantis'i ve onun görkemli kentlerini yutmasından sonra dünyada o güne değin görülmemiş bir çağ başlamıştı. aryas'ın oğullarının doğduğu bu çağda, dünya üzerindeki imparatorluklar ve uygarlıklar, gökteki yıldızların mavi parıltıları kadar dağınık fakat belirgindi. işte bu sıralarda kimmeryalı conan geldi. çelik bilekli elinden kılıcını hiç bırakmayan bu karasaçlı, şahin gözlü yiğit tüm imparatorlukları sandallı ayağının altında çiğnemek istiyordu..' ....... bir nemedya efsanesinden... eksisozluk
aslında ilk bakışta alakasız gibi gözükebilir ya da belki sahiden konu bütünlüğü yoktur ama kendime göre yazdığımdan cıkardığım, şiirin geneline sindirdiğim tamamen rüyayla alakalı daha doğrusu kabusla. buna benim kabus demem daha doğru, ruya diyemeyeceğim her nasılsa; () sonradan işin yönü azcık değişti ama anlamlandırarak bitirdim. çok teşekkürler sonsuz sevgiyle
güzel sözler için ayrıca teşekkürler. hep güzel yazmak bir yana. güzel şiirim var mı ona da okuyucu karar versin demek zorunda kaldım. ben kaçayım saka maka yoksa uzum falan kızarıcak:)
belli bir konuyu anlatmıyor sanırım ya da ben bir konuyla ilişkilendiremedim
ama dizeler çok güzel
bir bütünlük yok ama bir dizeden bir şiir çıkar inanın
kutluyorum
TÜM YORUMLAR (3)