Hazreti Muhammed Burak’ın sırtında göklere Miraç için varır,
Yedi gök katında kendinden önceki tüm peygamberleri görür.
Her kat içinde bir peygambere rastlar,bir kata gelince orda durar,
Bunlardan birini tanıyamaz,Cebrail’e bunun kim olduğunu sorar.
Cebrail bu peygamber değil sizden sonra gelecek bir ruhtur der,
Üç asır sonra dünyaya gelecek ve islamı yayacak güruhtur der.
Türkistan’da sizin dininizi yayacak bu ruh hükümdar olacaktır,
Müslüman olunca Abdülkerim Satuk Buğra Han adını alacaktır.
Peygamber yeryüzüne dönünce bu insana sevgi güttü,
Her gün İslâmiyeti yayacak olan bu insan için dua etti.
Hazreti Muhammed’in arkadaşları da bu ruhu görmek istediler,
Hazreti Muhammed'e dua et,bizler de bu ruhu görelim dediler.
Peygamberin duasıyla başında börk bulunan kırk atlı göründü,
Satuk Buğra ile arkadaşları selâm verip ordan atıyla geri döndü.
Bundan üç asır sonra Satuk Buğra Kaşgar'da dünyaya geldi,
Satuk Buğra'nın doğduğu gün yer sarsıldı ve mevsim kış oldu.
Asya'da bahçeler, çayırlar türlü güzel çiçekler ile örtülmüştü,
Falcılar bu çocuğun büyüyünce müslüman olacağını bilmişti.
Tüm falcılar Satuk Buğra Han'ın bulunup öldürülmesini istedi,
Satuk Buğra'nın annesi:Müslüman olunca öldürürsünüz dedi.
Satuk Buğra on iki yaşında arkadaşıyla ava çıkmağa başladı,
Avda oldukları günden bir gün kaçan tavşanı görüp yavaşladı.
Tavşanı kovalarken arkadaşlarından ayrılıp Yüce Hakkı andı,
Kaçan tavşan bir anda durdu ihtiyar insan görünümü kazandı.
Satuk Buğra Han’ın Hızır olduğunu anladığı bu yaşlı kişi Han'a,
Müslüman olmasını isteyerek dini anlatıp bilgiyle sır verdi ona.
Satuk Buğra, Kaşgar hükümdarı amcasına varıp başını yaslar,
Amcasından iman edip Hak dini İslâmiyeti kabul etmesini ister.
Kaşgar Hanı, müslüman olmak istemeyerek kılıcına yumulur,
Satuk Buğra Han’ın işaretiyle yer yarılır Han toprağa gömülür.
Satuk Buğra hükümdar olur bütün Türkler islâmiyeti kabul eder,
Satuk Buğra Han bundan sonra yaptığı işte Hak rızasını güder.
Yaptığı savaşı kazanıp İslam sancağını alıp atıyla oraya girmiştir,
Satuk Buğra ömrünü İslamı yaymak için mücadeleyle geçirmiştir.
Satuk Buğra'nın düşmana uzatınca kırk adım uzayan kılıcı vardı,
Düşmanla savaşırken kılıç yeşil bir nur ile etrafına ateşler saçardı.
Doksan altı yaşında iken Yüce Allah'tan davet gelmiştir,
Kaşgar’a döndükten sonra hastalanarak burada ölmüştür.
Kayıt Tarihi : 21.1.2015 15:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!