SATIY DI ADI (GERÇEK YAŞAM ÖYKÜSÜ)
Komşumdu SATI
İri gözleri güleç bir yüzü vardı
Mahcup bakışlı ürkek bir ceylan gibiydi adeta
Doğa tüm temizliğini saflığını güzelliğini ona vermişti sanki
Belki de iç ana dolunun en güzel ismiydi SATI
SATININ Üstüne bir SATI daha olamaz diye düşünmekten kendimi alamamıştım
Kim bilir ne hayalleri vardı
Bir çıkmazı çaresizliği yaşamayı buluğ çağında hak etmiyordu SATI
Belki de insanlığın bu kadar canavar laşacağını hiç düşünmemişti
Zaten düşünecek yaşta da değildi
Belki de yaşadığı keşmekeşten düşünecek zamanı olmamıştı
Özürlü bir annesi
Sekiz yaşlarında her tıkırtıdan ürken korku mabedinde tutsak misali
Bir kardeşiyle üvey bir babanın eline düşmüştü SATI
Şiddetin bataklığına saplandıkları her hallerinden belliydi
Kısacası bu yaban ellerinde kimsesizlerdi
Bir gün iş dönüşü kaldırımda ağlarken rastladım SATI annesi ve kardeşine
Ne oldu diye sorduğumda babam bizi evden attı dediler
O an yüreğime çöken acıyla gözlerim yaşardı
Alıp eve getirdim bundan sonra arkanızdayım dedim
Bu sözü duyan SATININ sevinçten gözleri parladı
Sonra çağırdım insan müsveddesi denen adamı
Bak dostum aile işlerine karışmam ama belgesellerdeki gibi
Aslanın parçaladığı hayvanları seyreden hayvanlar gibi de seyretmem
Bunu bilesin dedim
Yemin billah lar etti artık bir şey yapmayacağım diye
SATIYA sen ne diyorsun diye sorduğumda başını yere eğerek sen ne dersen o olsun dedi
Ve döndüler evlerine
Bu gidişin bir çaresizlik olduğu belliydi
Aradan iki gün geçmişti ki
Kapını zili imdat çığlığı gibi durmadan çalmaya başladı
Koşarak açtım kapıyı
Karşımdaki SATIYDI
Bir elini kanayan başına diğer elini heyecandan ve korkudan yerinden fırlayacakmış gibi
Çarpan kalbinin üstüne koymuştu
Rengi bembeyaz soluk soluğaydı
Annem annemi öldürüyor dedi
Kim diye sormadan koştum evlerine
Kendimi bir vahşet ortamının içinde buldum
Bir elinde bıçak diğer elinde sopa SATININ annesine vuruyordu
Beni görünce elindekileri bıraktı onu dışarı çıkarttım
SATI YI annesini ve kardeşini alıp eve getirdim
SATI hala titriyordu annesi ağlıyor kardeşiyse duvarlara bakıyordu
Belki de bir şeyler yapamamanın utancını taşıyordu
SATI korkusunu yensin diye kızım bir bardak su getirdi
SATI suyu bile içemedi boğazına kaçtı su öksürmeye başladı
O an gözlerim yaşardı beni ağlarken görmesin diye balkona çıktım
Gözlerimi silip içeri girdim kızıma baktım oda ağlıyordu
Boğazına mı kaçtı dedim su başıyla evet dedi
Korkma artık o it size bir şey yapamaz dedim
SATI YI güldürmek için espriler yapmaya çalıştım ama ne mümkün
Sonra kızımla onları sığınma evine yerleştirmeye karar verdik
İZMİR Buca kadın sığınma evine kabul ettiler kızım işlemlerini yaptırarak
onları oraya yerleştirdi
Aradan bir hafta geçmişti ki kapı çaldı açtığımda dört polis karşımda duruyordu
Adımı sordular benim dedim karakola geleceksin dediler beraber gittik
Hemen komiserin odasına aldılar beni komiser savcılıktan tutuklanman yönünde emir var
Adamın karısını elinden almışsın dört tane de bileziğini gasp etmişsin dedi şok oldum
Komisere durumu detaylı anlattım komiser ben bir şey yapamam kadın gelmezse seni salamam
kadında aynı ifadeyi verirse kesin içeridesin dedi
Çaresiz kadını gelmesini bekledim getirdiler kadını
insan müsveddesi de geldi içeride kadına kendi isteği
Yönünde ifade vermesi için baskı yapmaya kalkışınca komiser onu azarladı
Neyse ki kadın hakkımdaki şikayetlerin yalan iftira olduğunu söyledi de bende bu işten kurtuldum
Bire bir yaşadığım tamamen gerçek bir olay Saygılarımla
1998 Bornova İzmir
Şair yazar Cebbar Korkmaz
Kayıt Tarihi : 18.1.2007 09:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İzmir altındağda otururken yaşadığım gerçek bir olay saygılarımla
Hani derler ya; 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' işte o hesap..
Umarım CEBBAR'lar çoğalır ve SATI'lar azalıp yokolur zaman içinde.. (ummakla olmuyor, gayret lazım..!!!)
Sevgi ve saygı ile..
Yardımseverliğinize ayrıca teşekkürler
TÜM YORUMLAR (12)