Dağların tepesini serinleten, ey rüzgar,
Benim gönlümüm suskunluğa meyli var,
Dili uzun, beli ince, milli sözlerden;
Artık çekinip bir köşeye oturasım var.
Etrafımda dalgalanan söze aklım ermez,
Ulak, Telekulak oldu, ne olduğu bilinmez,
Sırlar bohçadan çıktı içine iğne bile sığmaz,
Tabulaşan kapılarda artık kilit bile durmaz.
Gözlerim gerçekleri görür keskin bir umutla,
Dürbünün tersiyle bakma sakın ha yakına,
En büyük şey küçülür sonra, gözlerinin önünde,
Asıl hedef flu olup kaybolur, inan ki yarınlarında.
Yalanlar torbaya konup pahalı satılır oldu,
En iyi yalanı söyleyenler ünvanlı prof oldu.
Tarihin penceresine hep arkadan bakıldı,
Binalar bile sahte senetler üzerine yapıldı.
Gençliğim bilgisayar beyni ile dolaşıyor,
Dünya düzenini hep internette kovalıyor,
Tarihine sövüldüğü zaman, şaşıp kalıyor,
Gelecek elektronik olmuş, kaybolup gidiyor.
Satın alınan tarih ile geçmişim dövülüyor.
23 Aralık 2011
Duraner Yay
Duran EryayKayıt Tarihi : 1.1.2012 13:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!