Yozgat'ta bir köyde doğdu. Üniversiteyi Kırşehir'de okudu. Ankara'da askerlik yaptı
Yıkanmamış kelimelere mahkum kaldım
Affedin beni sayfalar
Anneme gidiyorum
Yüreği gül kokan, elleri nasırlı yarime
Ne çok seviyormuşum onu.
Az kaldı, önce ellerine ardından yemeklerine sarılacağım
Bir çocuk masumiyeti taşıyor
Herşeyden habersiz gözlerim;
Diyemiyorum.
Günahlı bakışlara mahkum demekle yetiniyorum.
Gözlerim kapansa; kulaklarım görüyor,
Kulaklarım olmasa; aklım biliyor.
Aşk çoğu vakit yorgun düşer aşka can gerek
Canansız can aşkı ne bilsin cana Canan gerek
Elbet uğramaz sevda iklimi ilimsiz şehre
Aşk-ı hüma içün gönl-ü cahile irfan gerek
Aslımız Türkçe, Türkçe tercümedir asıl sancımız
Nisyân-ı mâzi de nedir, var mıdır bir kazancımız?
Kadîmdir Muhibbî Bâkî ve dahî Fuzûlî Nâbî
Bîhaberdir ışktan şahsî gelişimci yabancımız
Ayrılıklari hep sessiz bilirdim.
Ve bir çırpıda çekip giderdim,
Yalnız, ıssız, acısız..
Bu gün başkaydı.
Kalabalık ve acımasız.
Yaslanabileceğim o kadar çok omuz vardı ki,
Hayallerime baykuşlar tüner
Yorgun yapraklı çiçekler seyrekleşir
Zalim hasretin elinde bin hüner
Güzler üzülür günler çeyrekleşir
Hayallerime baykuşlar tüner
Senli ayrılıklar da varmış Selma
Bilemedim haddi aşmış umutlar
Çürürmüş yarım kalınca bir elma
Bilemedim ışıksızmış tabutlar
Senli ayrılıklar da varmış Selma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!