Bazı bağlar vardı en derinlerde
Caddelerde binlercesiyle birlikte
Bir gemi güvertesinin de ötesinde
Enginlikte ya da en tenha yerlerde,
Söz edilmeden sessizlikte bile
İlk bakışta gözler buluşur,
Ruhlar kalpten kalbe konuşurdu.
Sonra edilirse sözler duyulurdu.
Kulaktan; Bulunabilirse beyne!
Köprüler kurulurdu…
Değeri yoksa, adres yalnışsa!
Söz bir yol bulamaz dolanır durur
Boşlukta kaybolup gider, unutulurdu…
Akıl tutulduysa ya da yoksa;
Yürek işi devralırdı anında
Aklın yerinde duygu ne alaka?
Söz; yenilir yutulur bir şeyse
Ve her şey yerli yerindeyse,
Asıl mide hazmedebilirse;
Ruhun mertebesine göre
Anlamsızken artık sözler
Kalp coşar nabzı uçurur
Işıl ışıl parlarken gözler
Ruhlarıyla bir dans ederdi bedenler…
Sonsuzluğa atılan ilk adımdı bu!
Bugünlerde işler hayli değişti.
Abur cubur yemekten, haliyle:
Açgözlülükten, söz bilmezlikten…
Her aklına geleni söylemekten,
Midenin hazmedememesinden
Söz, gaz yapıyor, vücut şişiyor….
En çok da kibirden!
Yüz kızarıp terleme artıyor
Vücut tutuşup alev alıyor
Ardından yangınlar başlıyor.
Ruhun tepkisidir bu olanlara:
Normal olmayana…
Yok olma kaygısından,
Öz saygı yokluğundan,
Kaybolmuşluktan….
Kusmak çözüm değildir artık!
Sözün değeri sözün edeni kadar!
Gözler kocaman açılmıyor artık
Kimsenin burnu da büyümüyor…
Şaşırıyor muyuz?
Şaşırmıyoruz!
Yılmaz Bektaş
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 9.5.2023 11:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!