gençtim desem 
sanki biraz fazlaydı
çocuktum desem
yüzümde sivilceler vardı
kuşlar yuvalarına
insanlar rüyalarına döndüğünde
tutardım geceyi ellerinden 
sabaha kadar gezdirirdim
masamın üstünde müzmin iki aşık 
çay ve tütün
masamın üstünde
gökyüzüne at koşturanların sayfaları
bir de daktilo
acemi
beyaz
olympia marka
bulutlara erişmek elbette zor 
zor ama
gidip gidip geliyor şaryo
gidip gidip geliyor
çünkü
aşkımız arkasındadır bulutların
takılıyor kâğıtlar silindire
takılıyor çıkarılıyor
çıkarılıyor takılıyor
duvarda uzun bacaklarıyla yelkovan 
kaçıncı kez geçiyor akrebi bilmiyorum
yaz günü camlar açık
dışarda bir kurbağa
artık kullanılmayan kuyu başında
ıslak günlerini sayıklıyor
dur durak yok şaryoda
sözcüklerden sözcük
imgelerden imge 
ritimlerden ritim ayıklıyor
her şey aşkımız için
aşkımızsa hâlâ arkasındadır bulutların
çay soğuyor
tütün sönüyor
gökyüzünde at koşturanların resimleri
sayfalarından 
müztehzi
gülümsüyor
sonra
yırtılıyor kâğıtlar bir bir
yırtılıyor karanlıklar da
şaryo yorgun
kucağında hırçın silindiri
geriniyor
esniyor
ve fakat
pes etmiyor tuşları klavyenin
bahçede çığlık çığlığa serçeler daldan dala
kediler duvar diplerinde güneş doğuruyor 
gecenin elleri
usulca bırakıp ellerimi
saatini kuruyor
yatağı hazır zaten
Kayıt Tarihi : 3.11.2025 03:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!