Karıştığımız yerden, çöz beni seyis
Şimdi ağlamak vakti değil
Acıyan yerine bastır kalbinin,
Vur beni bir an önce...
Kimsenin hakkı değil ölmek
Bacağı kırık bir atın değilse...
Sevmek mükerrer, bulursun başka at
Ölüm yegane ve bana şimdi şart...
-----//-----
İnsanlara zor gelse de
Her at bunu bilir
Sevmek bazen azad etmektir...
Kayıt Tarihi : 16.2.2018 16:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Atların bacağı kırılırsa genellikle iyileşmez. Çünkü zayıf omurga yapılarından dolayı uzun süre yatamazlar. Yatmaya zorlandılar diyelim bu sefer iç organları zarar görür ve yine ölürler. Atların ayakta uyudukları bilinir. Kedi köpek üç ayak üzerinde durabilir ama atların ayağı alçıya alınsa bile üzerine basmaya çalışacağı için yine kıracaktır. Tıpkı bir ceylanın ki gibi tek toynaklı olduklarından bacaklar oldukça narindir ve ön bacaklarını kullanarak ayağa kalktıklarından ön bacağı kırılmışsa neredeyse hiç şansları yoktur. Bacaklarda kas dokusu ve yağ tabakasının azlığı da iyileşmeyi güçleştiren etmenlerin başında gelir. Bu nedenle atın bacağı kırılmışsa daha çok acı çekmesin diye vurarak acısından kurtarmak yeğlenir.
mükemmeldi...
sevgiler..
Bazı şiirleri okuduğumda gerçekten bana çok ilginç gelir. İşte böylesi şiirlerden biri daha karşımda.
Bu tür şiirleri dikkatlice okumayanlar, ilk anda “Bu nasıl bir şiirmiş böyle? Pek bir şey anlaşılmıyor” diyebilirler.
Aslında çok şey anlattığı muhakkak.
Kullanılan imgeleri, tasvirleri; bunarın yanında şairin ruh halini ve şiirin muhtevasını çok iyi kavramak lâzım.
En başta da şiir cümlesi dediğimiz dizelerdeki kuralsızlığı çözmek gerek. Kelimeler bazen öylesine yer değiştirir ki, şairi bile bu kuralsızlık içinde kelimelerdeki ekleri kullanmada zaman zaman hatalar yapabilir. Bu tarz şiir böylesi hatalar yapmaya her daim kapı aralar.
Şiir gerçekten kendi iç âleminde oldukça anlamlı. Oldukça derinlikli. Az sözle çok şey anlatma kabilinden çok da mükemmel.
Şöyle bir düşünürsek, başlıkta da belirtildiği üzere “Atın Şartı” ayağı tedavi edilemeyecek derecede kırılırsa ya kalbine, ya beynine bir kurşun sıkılmasıdır. Gerçi günümüzde tedavi edilmeyecek hastalık ve özellikle kırık yok diyebiliriz. Ancak atı yürütür. Lâkin yarış atıysa yarıştan, binek atıysa binekten, yük atıysa yükünden eder. Sadece kedini taşır.
Böylesi bir giriş yaptıktan sonra şu bahsettiğim ‘kuralsızlığı’ kurallı ve hatta noktalama işaretli hale getirelim.
Dikkat edilirse bu şiirde, çok fazla yer değişikliği gerektirmeyen bir kuralsızlık var.
Seyis, karıştığımız yerden beni çöz.
Şimdi ağlama(k) vakti değil.
Kalbinin acıyan yerine bastır.
Bir an önce vur beni...
Elbette şiir cümlesi ile nesir cümlesini aynı kefeye koyup değerlendirmek olmaz. Aslında bu ilk dört dizede okuyanın anlamasını zorlaştıracak hiçbir şey yok sayılır. Gayet güzel ve gayet yerinde ifadelerle anlatılmış duygular.
Sadece “ağlamak vakti” kullanana göre değişir diyeceğim, ancak bana göre “ağlama vakti” olmalıydı.
Bir de özellikle bu tür devrik cümlelerle yazılan şiirlerde bazen virgül çok gerekli olabiliyor.
“Acıyan yerine bastır kalbinin” dizesinde “… bastır,” kelimesinden sonra virgül konulsaydı, okuyanda ne demek istiyor, şüphesi belirmezdi.
Bir de “Sevmek mükerrer bulursun başka at” dizesinde “…mükerrer,”den sonra virgül çok isabetli olurdu.
Bunlar sadece benim düşüncem, benim algılama şeklim.
Herkes benim gibi bakmayabilir şiire. Bir okuyuşta hemen kavrayabilir.
Aslında bu şiir oldukça sade, oldukça güzel, oldukça kısa ve öz yazılmış ve gerçekten oldukça anlamlı bir şiir.
*
Çok uzatmadan anlamına da şöyle birazcık değinelim.
Hepimiz bir şeyleri çok çok severiz, fazlaca değer veririz. Burada at ve seyis imgeleri çok isabetli seçilmiş ve kullanılmış.
Köy hayatının vazgeçilmezidir atlar. Köylünün, çiftçinin atı, öküzü her şeyidir. Varlığı, eli – kolu, gücü… Her şeyi…
Adeta birbirleriyle bütünleşirler, birbirleriyle özdeşleşirler. Biri olmadan diğeri yarım kalır.
Seyislik, at olmazsa para eder mi?
Tımarlanmayan, iyi bakım yapılmayan at değerini bulur, meziyetlerini gösterebilir mi?
Aşk da böylesi bir bağlılık, bütünleşme, tek kalbe dönüşme değil midir?
Bir kazaya kurban giden, farz edelim ki bağlandığı iplere dolaşan ve ayağını kıran bir attan ne beklenebilir?
Bu durumda seyisin, atın başında oturup ağlaması yerine, başını kalbinin acıyan yerine koyup, bir an önce acı çekenin acısına son vermek için, çekip vurması şart ve evladır.
Aşkta da, kazaya uğrayan yahut uğratılan kırık bir kalpten tutkulu bir sevda beklenebilir mi?
Kalbi kırılanın yürek yarası her daim kanar, her daim acı verir.
Çekilip vurulması ağlamaktan daha önceliklidir...
*
İkinci dörtlükte biraz daha net ve açık ifadelerle kimin, neyi, daha öncelikle hak ettiği belirtilmiş.
Öncelikle ölmek, eğer bacağı kırık bir atın hakkı değilse, kimsenin değildir.
İşte tam da devamında şiirin kalbi, can damarı iki kelime… Şiirin düğüm noktası, hatta çözüm noktası iki kelime.
“Sevmek mükerrer…”
Sonrasında “Bulursun başak at!..”
Acılar unutulabilir.
Ya sevmek?
Sevmeyi unutabilir miyiz?
…
Ya bir de gerçekten ve gönülden severken kırdıklarımız…
Ölümü göze alacak kadar tutkuyla bağlandıklarımız,…
Müptela olduklarımız?..
…
Ölüm kime hak ve hatta şart?
İlahî bir sevda ise bu iptila, sevene…
Maddi bir sevda ise bu tutku, kırana…
*
Son üç dizede kurtuluşun, feraha, huzura ermenin yolu söylenmiş.
Bir şeyleri kabullenmek her zaman kolay olmaz. Hele hele sevda ise mesele…
Lakin atlar bilir ki, kırık bacakla yaşanmaz. Tıpkı kırık kalple yaşanamayacağı gibi…
Son dizede seven insafa gelmiş olmalı.
Ölümden bahsetmek yerine, “Sevmek bazen azad etmektir...” diyerek, azat etmeyi tercih etmişler. Yine de sevilene kıyamamışlar sanki.
*
Bu arada son bir sözüm daha olacak.
Atı yormamak için binicisinin, at koşumunu, yerli yerinde hazırlaması, atına yerleştirmesi de önemli.
İlk dört dizeden sonra bir satırlık boşluk bırakılsaydı sanki daha iyi olurdu.
Zira bu zaten şiirin dördüncü dizesinden sonra konulan üç noktadan “...” da anlaşılmakta.
*
İlk başta dediğim gibi gerçekten ilginç, kendine has, özgün ve olgunlaşmış bir üslup şiiri okudum. Umarım her bir şiir aynı değerde, aynı kalitede olur.
Sayın Gülşah Başol Hanımı gönülden kutluyorum.
İlhamınız daim, kaleminiz kaim olsun.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
25 Şubat 2018
Hikmet Çiftçi
Çok teşekkür ederim. Ne güzel bir yorum. Dediklerinizi dikkate alacağım. Selam ve saygıyla...
Tebrikler
Kutluyorum efendim.
TÜM YORUMLAR (18)