Ah, senin ruhun ki sarsılmış yaşamın canlılığında,
Direnmemiş hiç, boğucu zehrin acısına.
Ve tükenmiş bedenin en yaşanılır anlarda,
Bir türkü olmuşsun, harcanan gençlik yıllarında.
Gölgeler örtmüş yüzünü o ıssız gecede,
Yapraklar sarmış seni, ay saklamış parıltısını.
Gün boyu güneş bile esirgenmiş senden,
Sadece boşlukta kanayan ruhunun sessizliği kalmış geriye.
Istırabını yalnızca asil ruhlar anlamış,
Yaşamdan çekilenler fısıldamış sana, sessizce:
"Ne de solgunsun şimdi, oysa hatırla,
Sevinç dolu günlerde nasıl da kahkahalar atardın."
Hüzün ve neşeyi bir arada yaşamış,
Hepsini alaya çevirmiştin bir zamanlar.
Çocuktun; masumiyetin gerçekteydi,
Ve hüznün, sahici olan tek şeydi.
Karanlıklar alıp götürmez seni uzaklara,
Sadece saklar ince bir tülle…
Dile gelmez en derin umutlar,
Çünkü onlar, en içte, sessizce filizlenir.
Dibe çökmüşken ruhun, karamsar fısıltılar sararken yüreğini,
Bir gün savurur içindeki ışığı,
Düşlerini sakat bırakan sözlerin aksine,
Yeniden doğar ruh, yeniden parlar.
Kayıt Tarihi : 20.10.2024 15:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!