Şark Masallarında Ölüm

Şair Aysegulguncan
28

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Şark Masallarında Ölüm

sevmek ya da sevişmek
iste bütün mesele bu...

I

ve gölgelere uzandı bir coğrafyanın soluk silueti
örtüldü fikrimize ağır ağır perdeler
değerken tenime bir yabancının illegal eti
nerede koy bildiğim inancın değerleri
dilim dinim dünüm hani neredeler
şimdi bir martı kanadında dirhem dirhem tükense zaman
eşkali kurşun olan bir şehveti namlusunda kim tutabilir
ılık bir kahve fincanının dibinde aksediyorsa talan
değişmişse nehrimin yatağı iklimine doğru
ki olmuşsam bile bile lades
dudaksız bir çehrenin omzumda bıraktığı rüzgarı kim atabilir

II

konuştuk oradan buradan
batık kentlerden arta kalan viraneler derledi
baktım
irkildi bir an
alnında yüzdürdüğü korsan gemilerden
baktı
su utandı dudaklarım
kıvrımında soldurduğu nilüferlerden
yaşamak diledim kulağına bin tohum fısıldayarak
munzur değdi dudaklarıma çorak hücreleri yararak
bakıştık öylece…
ceplerimizde birbirimize yazmadığımız gizli mektuplar vardı
yaktık bir aşkın sağ yanını
önce güvercinler havalandı inançsızlığının türbesinden
sonra boynuna faşist öpüşler bıraktım

III

gece mi daha koyu saçları mı yoksa
dudakları şarapnel gözleri yalım ayazı
ay ışığında hudutsuz sev(iş) meler büyüdük
yasak elmalar yedik iblisin ellerinden
çıplaklığımıza bürünüp lirik kavgalara yürüdük
tenimize iliştirdik en kirli beyazı
karardık...

görüyorsun ya
ışıklar nasıl da karanlık
ve buzu çözülmüş bir kıtanın haklı mateminde
akıp giden kumsal damlaları gibiyiz
gölgelere giyinmiş ışıklar
teninde siyah beyaz devrimlerden arta kalan anarşist çizgiler
ışıklar diyorum
teninde elmas gibi parlıyorlar

IV

kürt müydü ermeni miydi bilmiyorum
bakışlarında zılgıt çeken bir çocuğun içli sesi
teninde tütsülenmiş ucuz parfümün kokusu vardı
boynumu yalarken kumral bir döşün nefesi
hoyrat ellerini kurduğum düşlere kardı
kaç namusu kirletme çabasıydı aşk
ve mesnetsiz bir şehvetin ederi ne kadardı
dilinden aldım zehri, emdim
gün gecenin bağrına ağıt yürürken
dilimi inadına bir göçebenin terkisinde yaktım
dudaklarında arınacağım vaftize bin milat vardı..

V

özlemekten geliyorum
dilimde mülteci bir mersiye
şimdi arş-ı alaya dökülen nehir
ve bir damlaya hapsolmuş iyot kadar ıssızım…
tamunun dehlizine demir attım
ardımda yakılmış kasabalar bıraktım
varlığına bin yürek saydığım aşkı
ki sırf kardeşliğinden ödün vermesin diye halklar
kehribar gözlü bir adamla aldattım

a n k a r a / o c a k i k i b i n o n

Şair Aysegulguncan
Kayıt Tarihi : 4.2.2010 03:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel

    Nefis bir şiir, gerçekten doyurucu ve uzun olmasına rağmen doyumsuz kılıyor insanı tebrik ediyorum...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Şair Aysegulguncan