pusu kurar şark çıbanına buğulu akşamlar
turkuaza özenir
batıkları görmezden gelen Batı
İskenderiye kapısında canlanır gelişler...gidişler
Fenikeli tacirler ve Kartaca soyluları
biraz talan
biraz ganimettir zafer
bir tutam tuz
taze bir gül
bolca kan
Akdeniz sıcağında sağılır Kibele
buğday tarlalarında çıldırır sancılı küheylân
gonca bir gebeliğe sızlar Anadolu
göğü dişler ipek nakışlarıyla
haçlı seferlerine büründüğünde zulüm
doğumcul bir çığlığı sindirir gürz
deriye yapışan zırh ve kalkan
gerçeğe yüz sürerken hayalî simgeler
vahşi bir duyguyla aralanır kapı
sarmallardan süzülen buseler ilkel haliyle
iner olabildiğince gizemli bir de aşka
ey sabır taşı
ey serin su!
nerede gizlendiniz bunca
nasıl dizginlendi sırlarınız
düşmedi mi yolunuz hiç Buhara’ya
Semerkand'a ya da Mevlâna’ya
göklere yazılmıştınız oysa
has güller gibiydiniz
ey memleketimin sevdaları!
şark çıbanlarında açardınız siz
(2 Aralık 2004)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 2.12.2004 10:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Naime Erlaçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/12/02/sark-cibani-3.jpg)
tebrikler.
ozan öztepe
Barış Aluk.
TÜM YORUMLAR (5)