Öyle bir özlem ki sinemde yanan,
Bedenim değil ha, yüreğimdir susayan.
Hiç çekinmem Azrail bile gelse şu an,
Sarılarak uğurlarım, ruhumu yalan dünyadan...
Belki de o soğukluk eritir içimi,
Dindirir bu bitmek bilmeyen acımı.
Feda ederim sıcacık bir sarılışa ömrümü,
Yeter ki sarılmanın sarhoşluğu ile güzelleştireyim gönlümü...
O güçlü kollar bir kez bana şefkat sunsa,
Çaresiz yüreğim bir nebze merhametle avunsa.
Hiçliğe giderken ruhum bir parça sıcaklık bulsa,
Razıyım her şeye, yeter ki yanımda sarılacak birisi olsa...
Bu hayatta tatmadığım o samimi sevgiyi,
Azrailin güçlü kollarında hissederim belki,
Bir sarılmayla diner içimdeki bu uhde,
Düşmanım bile gelse, sarılırım kalan tüm ümidimle...
Ne garip bir arzu, bile bile ölüme sarılmak,
Hayatta bulamadığım sıcaklığı onda aramak.
Bu çaresizlik, bu yalnızlık var ya, deli ediyor,
İnsanı işte böyle garip isteklere salıyor...
Hissettiğimde buz gibi dokunuşu tenimde,
Bu dünyada hiç sevilmediğimi anlarım belki de,
Ve o son sarılış, bir veda değil, bir çığlık olur içimde,
Bu hayattan geldiğim gibi, yapayalnız giderim işte...
Evet, o sarılma belki de bir sonun başlangıcı,
O sarılmayla diner belki de içimdeki sancı.
Sarılmaya öyle bir ihtiyacım var ki,
Azrail bile gelse sıkıca sarılırım inanki...
Kayıt Tarihi : 13.5.2025 22:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!