Sarıkız İstanbul'da Şiiri - Hayrettin Ta ...

Bir ölümsüzlük güftesi özlerin gibi ruhuma sancılanır
Bütün bekleyişlerin dram izlerini topladım kaz dağlarında
Sensizliğin bitimsiz ayininde susku aynaları beni yansıtmadı ida şanında
En doyumsuz anların bulutlarında gözyaşların yağmuruma helecan
seninle ölümsüzlüğün aşk tepesine atıldım damla damla
yerel cehenneminde kutsi aşkın sırrını sakladım bekleme heybemde

delirmiş özlemlerin esintilerinde dolaşmak istedim sevginin atlasında
ömürlük bir körfezin taş bağrında buldum yeni beni
Helen’in kızıl martısı değerdi deniz kokulu sarı saçlarına
ruhundaki özlem sonelerini okurdu Zeus.
Ölümcül bir halin pür cemalinde kahredici azaplarına kapılırdım
Yalnızlığın sorgulara açılmadan
ben gitmenin yollarına kurşun döktüm yüreğimden
Tepedeki noktaya dönüşürdün, koylarına alırdın anlatılmışlığı
akşam iner,aşk sinerdi gecene,kazların saz çalardı benim telimden
aşkın ölümsüz korsanları alın yazımdaki senli hecelere kadar alırdı
perme perişan bir düşün resmiydi sensizliğin ida bağrında
adın yüreğimdeki vusli volkanın canlanışına özetlenirdi
faylarla sarılı yalnızlığımın gözlerine mutsuzluğun şavkı vurunca

güllerinin yaprakları salardı aşk kokusunu seni sevmenin tenha sokaklarına
anardağ coşkularının affetme rayına döşenir düşlerim
iklimlerim sancılı hazanlar sunardı Afrodit sunaklarından ben içerdin
yok olmuş bekleyişlerin locasını açtım kara bağrında
bir gün gelmenin iç çekişlerini izlemek nasip olur diye
iki yalnızın bilinmeyen efsaneleri anlatılır gönül dilinde
mecbur, meçhul hatta meşhur edilmiş bir gitmenin varisiyiz sarıkız
ben yönümü sensizliğe,ben sözümü gelişine, ben ruhuma ateşine serdim
İçinden çıkılamazın bütün çıkışlarına öyküsel bir fide büyür sensizlikten
Senle paylaşacak gölge arardım ruhunun bakracında
Sahi gözlerin yeşil olmalı içim seninle büyük bir orman
Düşler sürerdin yasak ile aşk arasındaki nadas sevdalara
gururlu dirençler yaşamdan doymamış özlemlerin adı olurdu
kıyılarımızın kızıl saatlerinde efsuni sözlerin olmalı yıllardır
Dilin küser sevgiliye, ruhum usar yalnızlığa
Bari gel beni anlat bana sarıkız
anıların gözeneklerindeyiz her derdim köz içinde
kapanır aşk panayırım gider nazlıcanım
çaresizlik özlem kepenklerimi kapatır
umarsız geliş kehanetlerini anlatır başka cadılar
sen aşka taş yürek olmuşsun,nazlıcan bensizliğe
ey sarıkız son kez gel gör beni,gel anlat beni
gel istanbul’da nazlıcanıma can ol,kavuşma ol
ikiniz boğazda bir kez de benim için ağlayın
kurumasın sevdamın gülü ve vicdamın sızısı