Sarıkız efsanesini yazmak ya da şiirleştirmek gibi bir görev yüklenince önce konuyu adamakıllı araştırmak gerekiyordu. Bunu yaptığımda mitolojiden Şaman geleneklerine kadar bu toprakların tozuna karışmış, polen polen yeniden toprağa düşmüş sanki ölmüş ölmüş yeniden dirilmiş ve bu gün belki de hepimizin içine kadar girmiş güzellikler Ece’sinin karışık söylenceleriyle karşılaştım. Bu söylencelerden biri yada birileri doğru olabilir miydi? Söylencenin doğrulanmaya gereksinimi var mıydı? Hepsi de yalan yanlış bir şeylerdir diyip geçebilirdim ama aklım bana başka şeyler söylüyor ve iyi düşün diyordu. Bu söylencelere iyi kulak ver ve iyi kurgula anlayacaksın ki her şey yerli yerine oturacaktır.
Üç güzeller içinden seçilen tek güzel sarı kız olamaz mıydı?
Sarı kız hem kral kızı hem çoban kızı olamaz mıydı? .
Çoban, hem kral hem Cılbak Baba olamaz mıydı?
Ali aşkı bütün aşkların üstünde yer aldığında Ali ile Hak aşkını anlamış olan Sarıkız her gücü kendinde bulamaz, erenlere karışamaz mıydı?
Evet bence Sarıkız hem kral kızıydı hem de çoban kızı. Cılbak baba da hem kraldı hem çoban.
Bakın şimdi size ben de benim Sarıkız’ımı anlatayım.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,