Sarıkamış Şehitlerine - Temiz Yürüyüş

Kubilay Demirkaya
288

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Sarıkamış Şehitlerine - Temiz Yürüyüş

Yer, yurt dayanmaz; nedir bu şiddetli sefalet?
Yedi kandilli lamba sönmüş, yakmaz dirayet
Kan ağlıyor deli düz ortasında kar tozu
Semaya sefer var der; doksan bin şehit kuzu!
Bu sefer kutlu sefer kardan akan beyaz su
Övün, ne mutlu geliyor Peygamber ordusu
Zaman donuyor; çığlık ateş olmuş yanıyor.
Arşa dayanmış başlar göklerde kan ağlıyor.
Hür hırkalı dar gövdem kuşanıyor Şark antı
Açık alnımdan gel öp, şerbet sunan aşk katı!
Bulutlar köpük tavda savurur kara mahşer
Esir olmak böyle, mevzide donuyor beşer.
Tarihi mahşer buysa, kanatsız uçmak sebat
Beyaz batak üstüne yayılmış efrad kat kat
Azabın bin çeşidi yağdıkça sağnak sağnak
Efradı doğramak ne; neşter çekiyor batak!
El, ayak kavruk kavruk ruhta bin bir şamata
Haşmetli azap çarpmış yırtık gocuk ıskarta
Çamlı orman yamacı diz boyu siyah tabut,
Korkusuzca bekliyor belli ki şehit vücut.
Vücutlar soğuk ateş kalkan oluyor melek,
Yerküre de yanıyor gök kubbeden sarkan cenk
Çağrılmış sükut ebed pazarda canlar satar.
Gören aşkta çelik zırh olmuş sıcak dualar
Kına yakan kuzular koşarak uçtu birden
Destan bildirir huşu analara son celp-ten.
Bir anadır bu destan, bir karakış bu destan;
Parça parça sarıyor beyaz nur kokulu şan.

Dualar okunsa yetmez size, ey nurlu ecdat!
Hakkındır, o arş senin, bu arza kuralım hat!
Başıboş afak sana kükremiş hırçın bakar.
Buz kesen masum örtü sarıyor sefil canlar
Deli bir yorgan sermiş bu sulh cenk-ü cenkde?
Gözüm görmez olsaydı ıslak seccaden yerde
Doğar dar günde sana elbet lütfedilmiş hak,
Huzur nehrinde akar şehadet berrak berrak
Bugüne kaybol desem, büsbütün sensiz yitik
Kehkeşandan haber var, dünü yarına diktik
Taze kefende tuttuğun ter topraktan sıcak
Bu toprak mahşere dek seni kucaklayacak!

Çile dur durak bilmez sem küpüdür, ah be ah!
Ak kar üstüne katran döküyor baskın sabah,
Hey! don tutmuş hür başın Allah-u Ekber dağı
Renk renk yaydığın korku bir tifüs hastalığı
Her bir nefer koklamış: Bu nefes can azarı,
Sağlam durmak sersefil salgın yer fırkaları!
Antepli Mehmet, Aydınlı Hasan, Vanlı Vahab
Kulak vermiş sevgili Peygamberine Ashab
Sesleniyor Aliko yandaş olan Baki'ye
''-Hepimiz birer öksüz, bir yudum teselliye...
Bir ağırlık çöktü üstüme, biraz uykum var!
Öyle bir uyku ki, karakış koynunda ağlar."
Doğrulsun kader şimdi kudurmasın kara kış!
Gül yüzde beliriyor soğuk hisseden nakış.
Sırt sırta yaslanarak uzun kanlı şafakta
Giden ben, sen; seviniyoruz bu tabiatta,
Şarkın mihrabı bu kez açık durmaktır hakkın,
Bu ne ifna, hercümerç sürünür ruha yakın.
Dağılma ruh aynası afaka baka baka!
O ne müthiş serzeniş, sığmaz bu deli Şarka
Huzme öteden kalkar şafağı gasp ederek,
Düşer beriden bin can şaşırır onca melek.
Sen, şehit oğlu şehit utanma, künyen bende!
Ağıtlar sembol tavda, semanın ak yüzünde.
Sabır ruh parıltısı taşa çalsan kırılmaz,
Ant yolunda baş başa verir yanlız bırakmaz.
Nefes düşmüş, yerde sürünüyor dargın dimağ
Ağlar bir öksüz gibi hazan toprağında çağ.
Keskin soğuk bu gece çalıyor canı candan
Toprağın aç karası kaptı boş durduğun an.
Katmer katmer buz kefen oluyor birer cevher,
Yerde çürümüş otla yeşeriyor her bir er.
Son çare uyku vakti durdun koyun koyuna
Uzandın aslan gibi Hakk'ın sarsmaz bağrına
Efsunlu musiki der, kader başında ağıt
Ya'Rab! cennet gülünden şehit olana dağıt.
Elim varmaz kazmaya sana görkemli makber
Sen sığmazsın toprağa, şahidindir Peygamber
Yürüdüğün yol benim, gittiğin diyar benim
Gittiğin temiz yerden bir ses ver sevineyim

Bu temiz yürüyüşün adı duygulu sancak
Bu temiz yürüyüş dünyada son olmayacak.
Necip yolcu, bu nöbet bitmeyecek bir yarış.
Şehidim sana kefen verendir Sarıkamış.

2002

Kubilay Demirkaya
Kayıt Tarihi : 29.12.2014 21:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kubilay Demirkaya